Duyurular
MARMARA BÖLGESİ HAPİSHANELERİ HAK İHLALLERİ RAPORU  OCAK - HAZİRAN 2025, MARMARA BÖLGESİ HAPİSHANELERİ HAK İHLALLERİ RAPORU  OCAK - HAZİRAN 2025,hak ihlali,marmara hapishaneleri ,marmara cezaevi ,hükümlü ,öhd ,öhd istanbul
25.06.2025

MARMARA BÖLGESİ HAPİSHANELERİ HAK İHLALLERİ RAPORU  OCAK - HAZİRAN 2025

 


ÖZGÜRLÜK İÇİN HUKUKÇULAR DERNEĞİ İSTANBUL ŞUBE HAPİSHANE KOMİSYONU 
MARMARA BÖLGESİ HAPİSHANELERİ HAK İHLALLERİ RAPORU 
OCAK - HAZİRAN 2025

A. GİRİŞ 

Özgürlük İçin Hukukçular Derneği İstanbul Şubesi Hapishane Komisyonu, Marmara Bölgesinde  bulunan Edirne F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı, Edirne Kadın Kapalı, Çorlu Yüksek Güvenlikli Kapalı, Tekirdağ 1 Nolu F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı, Tekirdağ 2 Nolu F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı, Marmara 5 Nolu L Tipi  Kapalı, Marmara Kapalı, Bakırköy Kadın Kapalı, Metris R Tipi  Kapalı , Maltepe 1 Nolu L Tipi Kapalı, Ümraniye T Tipi Kapalı, Gebze Kadın Kapalı, Kocaeli 1 Nolu F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı, Kocaeli 2 Nolu F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı, Düzce T Tipi Kapalı, Sakarya 2 Nolu L Tipi Kapalı ve Bolu F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumlarını aylık olarak ziyaret ederek hapishanelerdeki yapısal ve genel sorunların yanı sıra mahpusların maruz kaldığı hak ihlallerini tespit etmekte ve bu ihlalleri raporlaştırarak üçer aylık periyotlarla kamuoyu ile paylaşmaktadır.  

B. AMAÇ 

Edirne F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı, Edirne Kadın Kapalı, Çorlu Yüksek Güvenlikli Kapalı, Tekirdağ 1 Nolu F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı, Tekirdağ 2 Nolu F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı, Marmara 5 Nolu L Tipi  Kapalı, Marmara Kapalı, Bakırköy Kadın Kapalı, Metris R Tipi  Kapalı , Maltepe 1 Nolu L Tipi Kapalı, Ümraniye T Tipi Kapalı, Gebze Kadın Kapalı, Kocaeli 1 Nolu F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı, Kocaeli 2 Nolu F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı, Düzce T Tipi Kapalı, Sakarya 2 Nolu L Tipi Kapalı ve Bolu F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumlarında 2025 yılı Ocak, Şubat, Mart, Nisan, Mayıs ve Haziran aylarında yaşanan genel hak ihlallerinin kamuoyuna  aktarılması amacıyla kaleme alınmıştır.

C. YÖNTEM 

Bu raporda avukatlar tarafından hapishanelerde gerçekleştirilen ziyaretler dışında mahpusların aileleri ile yapılan telefon görüşmelerinden ve mahpusların avukatlarına gönderdikleri mektup ve fakslardan edinilen bilgiler kullanılmıştır. Raporda yer alan istatiksel veriler içinse kurumların resmî siteleri ile basında yer alan bilgilere başvurulmuştur. 

D. HAPİSHANELERDE TESPİT EDİLEN HAK İHLALLERİ 

Edirne F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumu 

Edirne F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;

Hapishaneye ilk girişlerde mahpuslara çıplak arama işleminin uygulandığı belirtilmiştir.
R.Ç, C.B. ve A.D. isimli mahpusların dosyaları gerekçe gösterilerek tecrit koşullarında tutulduğu tarafımıza aktarılmıştır.
Mahpusların hastaneye sevkleri sırasında kelepçeli olarak götürüldükleri, bazı doktorların muayene sırasında da kelepçeyi çıkarmadıkları, bu durumda muayene yapılmadığı tarafımıza aktarılmıştır.
Cezaevinde yapılan aramaların rutin olduğu, kısmî ve genel aramalarda sorun yaşanmadığı ancak aramalarda Okuma Komisyonu tarafından onaylanan bazı mektuplara el konulduğu tarafımıza aktarılmıştır.
Mahpusların şikâyetlerini çoğunlukla sosyal faaliyetlerin kısıtlanması nedeniyle yaptıkları, ancak son dönemde herhangi bir resmi şikâyetlerinin bulunmadığını tarafımıza aktarılmıştır.
Aydınlatma ve havalandırma koşullarında bir değişiklik olmadığı, havalandırmanın sabah 09.00 ile akşam 20.00 arasında sağlandığı, kameraların ortak alanları ve havalandırmaları görecek şekilde yerleştirildiği tarafımıza aktarılmıştır.
Mahpuslara ayda bir mektup ve kargo verildiği, bu durumun gerekçesinin personel eksikliği olduğu tarafımıza aktarılmıştır.
Kitaplara sayı sınırlaması getirildiği, Kürtçe yayınlara erişimin sağlanmadığı, talep edilen yayınların 'tasarruf tedbirleri' gerekçesiyle engellendiği tarafımıza aktarılmıştır.
Mahpusların haftada bir saat spor ve iki saat sohbet hakkından yararlandırıldığı, sohbet gruplarının sayısının 10 kişiyi geçemediği tarafımıza aktarılmıştır.
Ortak alan ve kurslara erişimde kısıtlama yaşandığı, müzik kursu taleplerinin reddedildiği, bazı bloklarda kurs başlatılırken diğer bloklara aynı hakkın tanınmadığı tarafımıza aktarılmıştır.
A.D. isimli mahpusun işitme cihazının temin edilmediği ve sağlık sorunlarının devam ettiği tarafımıza aktarılmıştır.
Hasta mahpus K.B. hakkında Adli Tıp Kurumu tarafından 'cezaevinde kalamaz' raporu verildiği, ancak mahpusun cezaevinde tutulmaya devam edildiği tarafımıza aktarılmıştır.
Hastaneye sevklerde bekleme sürelerinin uzun olduğu, sevk araçlarının dar ve mahpusların sağlık durumunu gözetmeyen koşullara sahip olduğu, ilaç temininde ve düzenli tedaviye erişimde sorunlar yaşandığı tarafımıza aktarılmıştır.
H.E. ve R. isimli mahpusların infazlarının ertelendiği, R isimli infazının 3 ay süreyle ertelendiği ve itirazlarının avukatı tarafından yapılacağı tarafımıza aktarılmıştır.
 R.Ç. isimli mahpusun patlayıcı madde ibaresi gerekçe gösterilerek 8 yıla yakın süredir tek başına tutulduğu, ancak dosyasında patlayıcı madde bulunmadığı, ortak alanlardan faydalandırılmadığı ve uygulanan idari karara dair gerekçeli yanıt verilmediği tarafımıza aktarılmıştır.
Hücre havalandırmalarında kameraların bulunduğu ve 24 saat kayıt yaptığı, bu durumun mahpusların mahremiyetini ihlal ettiği yönünde şikayetler tarafımıza aktarılmıştır.
Mahpuslara banyo için verilen sıcak suyun kirli, kötü kokulu olduğu ve bazı mahpusların cildinde lekelere sebep olduğu; soğuk suyun ise kireçli olduğu, bu hususların idareye bildirilmesine rağmen düzeltilmediği tarafımıza aktarılmıştır.
İaşe bedelinin düşük olması sebebiyle verilen yemeklerin yetersiz olduğu, kantin ürünlerinin fiyatlarının fahiş olduğu ve mahpusların temel ihtiyaçlarını karşılamakta zorlandığı tarafımıza aktarılmıştır.
Mahpuslara verilen yatakların oldukça eski olduğu tarafımıza aktarılmıştır.
Muhalif gazeteler ile Kürtçe Xwebûn gazetesinin mahpuslara verilmediği, sevk sırasında bazı mahpusların kitaplarına el konulduğu, her mahpusun hücresinde yalnızca 20 kitap bulundurmasına izin verildiği, talep edilen yayınların 'tasarruf tedbirleri' gerekçesiyle verilmediği tarafımıza aktarılmıştır.
Mahpuslara haftada yalnızca 1 saat spor hakkı tanındığı, bu faaliyetin sadece aynı hücrede kalan mahpuslarla sınırlı olduğu ve başka ortak etkinlik yapılmadığı tarafımıza aktarılmıştır.
 Diş tedavisi için hastaneye sevklerin geciktiği, bu şekilde mahpusların sağlık hakkının ihlal edildiği tarafımıza aktarılmıştır


Edirne Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumu 

Edirne Kadın Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;

Ayda üç kez gerçekleştirilen aramaların rutin olduğu, müdürlerin bu aramalara eşlik ettiği, geçmişte yaşanan sert müdahalelerin artık uygulanmadığı, ancak sabah erken saatlerde yapılan aramalarda bazı mahpusların duşta yakalandığı ve zorla çıkarıldığı, bu konuda şikayetçi olunacağı tarafımıza aktarılmıştır.
Şikayet usulleri kapsamında eskiden yazılı taleplerin zorunlu tutulduğu, ancak artık sözlü başvurularla da taleplerin iletilebildiği ve işlemlerin bu şekilde yapıldığı tarafımıza aktarılmıştır.
Son altı ay içerisinde hiçbir mahpusun disiplin cezası almadığı tarafımıza aktarılmıştır.
Kameraların ortak alanları ve havalandırma bölgelerini görecek şekilde yerleştirildiği, havalandırmaya sabah 07:30-08:00 ile akşam 19:30-20:00 saatleri arasında çıkıldığı tarafımıza aktarılmıştır.
Temizlik ürünlerinin yeterli çeşitlilikte olduğu ancak kantin fiyatlarının çok yüksek olduğu, temizlik kotasından faydalanmak için yapılan dilekçelerin bazı gerekçelerle reddedildiği, ayrıca bu ay çamaşır makinesi temin edildiği tarafımıza aktarılmıştır.
Mahpuslar tarafından yemek porsiyonlarının yetersiz olduğu, yiyeceklerin genellikle sayıma göre değil ortalama üzerinden getirildiği ve tatlarının kötü olduğu, bu sebeple çoğu zaman kantinden alınan ürünlerle yemek yapıldığı, ancak kantindeki ürünlerin hem pahalı hem de az çeşitli olduğu aktarılmıştır. Kahvaltılarda haftada üç-dört gün yalnızca çorba verildiği tarafımıza aktarılmıştır.
Kantin ürünlerinde fiyatların her ay arttığı, sipariş edilen ürünlerin getirilmediği, yerine benzerlerinin verildiği tarafımıza aktarılmıştır.
Sıcak-soğuk su kotasının 50 litre ile sınırlandığı, içme suyu için bir kota olmadığı, ancak şebeke suyunun saat 15:00 ile 21:00 arasında kesildiği ve bu durumun haftalardır sürdüğü, sorulduğunda teknik aksaklık denilerek geçiştirildiği tarafımıza aktarılmıştır.
Giysi konusunda herhangi bir şikayetin bulunmadığı, ancak yedek nevresimlerin verilmediği, verilenlerin nevresimlerin ise eski ve yırtık olduğu tarafımıza aktarılmıştır.
Mektup ve kargoların ayda bir verildiği, bu uygulamanın personel eksikliği gerekçesiyle yapıldığı, açık ve kapalı görüşlerde sürelerin genellikle 45 dakika olduğu ve görüş süresinin görevlilere göre değiştiği, açık görüşlerde sabit masa uygulaması nedeniyle yalnızca burada sarılma imkanı bulunduğu tarafımıza aktarılmıştır.
Kitap kotasının beş kitapla sınırlandığı, fazla kitapların ailelere teslim edilmesi gerektiği, Yeni Yaşam ve Evrensel gazetelerinin talep edilmesine rağmen bakanlık listesinde olmadığı gerekçesiyle getirilmediği, kurum kütüphanesinden iki haftada bir kitap getirildiği tarafımıza aktarılmıştır.
Kargo işlemlerinin ayda bir yapılacağı ve her hafta çarşamba gününün mektup günü olarak belirlendiği tarafımıza aktarılmıştır.
Spor faaliyetlerinin bir yıl aradan sonra yeniden başladığı, haftada bir kez 45 dakika süreyle yapıldığı, ancak sohbet hakkının kullandırılmadığı çünkü başka siyasi koğuşun bulunmadığı tarafımıza aktarılmıştır.
Hapishanede kurs veya atölye çalışması bulunmadığı, ancak daha önce sertifikalı bir atölye çalışmasına tüm koğuşların katıldığı tarafımıza aktarılmıştır.
Hastaneye sevklerin yapıldığı ancak çoğunlukla uzun sürdüğü, sevklerin ayları bulabildiği, revir hizmetlerinin haftada bir yapıldığı, revirde iki doktorun bulunduğu ve doktorlardan birinin sevk işlemlerini yapmadığı, diğerinin nispeten olumlu yaklaştığı tarafımıza aktarılmıştır.
Cezaevine girmeden önce beyin kanaması geçiren mahpus F.Ç. isimli mahpusun küçük sorunlarda da hastaneye sevk edildiği, ilaç temin süreçlerinin uzun sürdüğü tarafımıza aktarılmıştır.
Bipolar bozukluğu olan bir mahpusa ilaçların gardiyanlar eşliğinde verildiği, ilaçların alındıktan sonra ağız içinin kontrol edildiği, mahpusun sık sık kriz geçirdiği, kriz anlarında kendine ve koğuşa zarar verdiği, hastane sevki yapılsa dahi yatışı yapılmadığından geri gönderildiği tarafımıza aktarılmıştır.
Bir mahpusun hastaneye sevk edildiği ancak doktorun bulunmaması nedeniyle iki kez muayenesiz geri gönderildiği tarafımıza aktarılmıştır.
Kurumda her işlemin çok geç yapıldığı, personel eksikliği gerekçe gösterilerek çözüm üretilmediği, hapishaneye yeni gelen mahpusların idare ve gözlem kuruluna çıkarıldığı ve hangi mahpusların yanına geçeceğinin sorulduğu tarafımıza aktarılmıştır.


Çorlu Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumu
 
Çorlu Yüksek Güvenlikli Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;

Mahpusların hapishaneye sevk edildiklerinde çıplak arama dayatmasına maruz bırakıldıkları, M.O, F.H, Ç.T ve L.B. isimli mahpusların hapishane girişinde kolları ve ayakları tutulmak suretiyle darp edilerek çıplak arama yapıldığı, çıplak aramaya ilişkin suç duyuruları yapıldığı tarafımıza aktarılmıştır.
Mahpusların hastaneye sevklerde bekleme odası bulunmadığından ring aracında bekletildikleri, mahpuslardan ayakkabılarını çıkararak yere vurmalarının istenildiği, mahpusların bu nedenle hastaneye gitmek istemedikleri tarafımıza aktarılmıştır.
Hastanede muayene esnasında bazı doktorların da kelepçeyi açmak istemedikleri ve mahpusları kelepçeli muayeneye zorladıkları, Nisan ayında Y.C. isimli mahpusun 3-4 defa hastaneye götürüldüğü, kelepçenin çıkarılmaması nedeniyle muayene olamadan hapishaneye geri getirildiği tarafımıza aktarılmıştır.
Mahpusların hastaneye götürülmeden idare tarafından tahlil sonuçlarının doktorlara gösterildiği ve bu şekilde ilaç tedavisine başlanıldığı tarafımıza aktarılmıştır.
Mahpusların revirde infaz koruma memurlarının eşliğinde muayene edildikleri tarafımıza aktarılmıştır.
Tüm mahpusların (süreli hapis cezası alanlar ve hüküm özlü olanlar dahil olmak üzere) tek kişilik hücrelerde tutuldukları, ancak E.N.ve A.K. isimli mahpusların, E.N. isimli mahpusun ellerinin olmaması sebebiyle birlikte kaldıkları aktarılmıştır. E.S. isimli mahpusun Hüküm Özlü olmasına rağmen tekli hücrede tutulduğu tarafımıza aktarılmıştır.
Hapishanede aynı suçtan ceza almamış mahpusların aynı koridorlarda tutulduğu, hücrelerde tek pencerenin bulunduğu, hücre pencerelerinin demir korkuluklarının tel örgü ile kapatıldığı ve bu durumun dışarı ile olan göz temasını tamamen engellediği, tel örgüden kaynaklı göz rahatsızlığı yaşadıkları, tel örgünün kaldırılması için talepte bulundukları ancak taleplerine olumsuz dönüş yapıldığı, ağırlaştırılmış müebbet hükümlüsü mahpusların günde bir saat, müebbet ve süreli hapis cezası verilen hükümlü mahpusların günde bir buçuk saat havalandırmaya çıkarıldıkları, havalandırma alanın güneşten izole edildiği ve bu nedenle havalandırma alanının hiç güneş almadığı tarafımıza aktarılmıştır.
Mahpuslara haftalık spor hakkının kullandırılmadığı, ayda yalnızca 2 defa spor hakkı tanındığı, ancak bu günlerin resmi tatil günlerine denk gelmesi halinde spor hakkı tanınmadığı tarafımıza aktarılmıştır.
Spor veya etkinlikler yapıldığında ise materyal sağlanmadığı tarafımıza aktarılmıştır.
İnfaz koruma memurlarının özellikle gece vaktinde her saat kapıdan gözetleme yaptıkları, hapishanede iki haftada bir  detaylı arama yapıldığı tarafımıza aktarılmıştır.
Mahpusların, hapishane idaresinin tutum ve davranışları, pencerelerin önündeki teller sebebiyle ayda 2-3 kere Adalet Bakanlığı, Savcılık, İnfaz hakimliğine başvuru ve şikayetler yaptıkları, yaptıkları şikayetlerin cevapsız bırakıldığı ya da gerekçesiz şekilde reddedildiği tarafımıza aktarılmıştır.
Hapishanede mahpuslara verilen yemeklerin yetersiz ve çok yağlı olduğu, hapishanenin yayınladığı yemek listesindeki yemekleri vermediği, iaşe bedelinin günlük 80-90 TL olduğu, kantindeki fahiş fiyatlar karşısında bu miktarın yetersiz kaldığı, hapishane kantinindeki temizlik ürünlerinin ve temel ihtiyaçların yetersiz olduğu tarafımıza aktarılmıştır.
Hapishanede her mahpusun 60  litrelik sıcak su kullanabildiği, enerji sebebiyle  suyun ısınma süresince 20 litre suyun tükendiği dolayısıyla toplam 60 litrelik sıcak su hakkından faydalanamadıkları tarafımıza aktarılmıştır.
Mevzuata aykırı olmamasına rağmen bazı kıyafetlerin gerekçesiz şekilde mahpuslara verilmediği, A.Ç isimli mahpus bel fıtığı olması sebebiyle özellikli yatak kullanması gerektiğine ilişkin rapor olmasına rağmen özellikli yatak verilmediği, yine T.K. isimli mahpusun boyun ve bel fıtığı sebebiyle ortopedik yatak kullanması gerektiğine dair rapor olmasına rağmen mahpusa ortopedik yatak verilmediği tarafımıza aktarılmıştır.
Havalandırma, spor sahası, koridor ve bazı koğuşlarda yaşam alanlarını görecek şekilde kamera bulunduğu tarafımıza aktarılmıştır.
Mahpusların kaldığı koğuşlar ve koridorların çok tozlu olduğu astım hastası mahpusların çok zorlandığı, koridorlarda çöplerin bulunduğu, temizlenmesi talep edildiğinde ise temizlemenin unutulduğunun mahpuslara iletildiği tarafımıza aktarılmıştır.
Nisan ayında gerçekleşen depremlerde odalarda çatlakların meydana geldiği, durum mahpuslarca idareye bildirilmesine rağmen herhangi bir incelemenin yapılmadığı tarafımıza aktarılmıştır.
Ağırlaştırılmış müebbet cezası verilen mahpusların 15 günde bir 10 dakika süreyle telefon görüşü yaptıkları tarafımıza aktarılmıştır.
Hapishanede mahpuslara verilen kitapların sayısının 10 ile sınırlandırıldığı, felsefe sözlüğü ve atlasların kitap olarak değerlendirilerek bu sınırlamaya dahil edildiği, kitapların listede olmasına rağmen kitaplıkta bulunmadığı, mahpusların kitap isteklerinin karşılanmadığı tarafımıza aktarılmıştır.
Y.C, T.K, H.R.B, N.Ö, E.G, Ş.Ö. ve Ş.B. isimli mahpusların ağırlaştırılmış müebbet hükümlüsü oldukları ve tahliye umudu olmayan mahpuslar oldukları tarafımıza aktarılmıştır.
H.R.B. isimli mahpusun astım hastası olduğu; E.G. isimli mahpusun Hepatit B hastası olduğu,  kulak rahatsızlığı nedeniyle işitme kaybı olduğu ve ameliyat olması gerektiği; Ş.Ö. isimli mahpusun bir kulağının duymadığı; R.B. isimli mahpusun bir gözünün protez olduğu, gözü için rapor almak istediği ancak heyet raporu alamadığı; N.Ö. isimli mahpusun ellerinin tutmadığı, özellikle sol elinin hiç tutmadığı, düzenli olarak Fizik Tedaviye gitmesi gerektiği ancak hastane sevklerinden yaşanan fiziki koşullar sebebiyle bu durumun bir işkenceye dönüştüğü, Ş.A. isimli mahpusun kronik Hepatit hastası olduğu, kasık ve yumurtalıklardan iki kere ameliyat olduğu tarafımıza aktarılmıştır.
Mahpusların idareyle görüşmelerde ve disiplin soruşturmaları için ifade alınması esnasında sandalye olmasına rağmen ayakta bekletilmeye zorlandığı tarafımıza aktarılmıştır.
İdare ve Gözlem Kurulunun 6 ayda bir iyi hal değerlendirmesi yaptığı ve mahpuslara en alt sınırda olacak şekilde 40 puanın üstünde bir puanlama yaparak iyi halli olduklarına karar verdiği, henüz tahliyesi engellenen bir mahpusun olmadığı, H.E isimli mahpusun idare ve gözlem kuruluna çıkarılmadan sadece psikoloğa çıkarılarak tahliye edildiği aktarılmıştır.
Avukatlarla görüşmelerin iki gardiyanın gözetiminde ve görüşmeyi duyabileceği şekilde yapıldığı, Avukat görüş odalarının çok kirli ve tozlu olduğu tarafımızca tespit edilmiştir. 


Tekirdağ 1 Nolu F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumu 

Tekirdağ 1 Nolu F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;

Hapishaneden hastane, adliye gibi kurumlara yapılan sevkler esnasında kaçma şüphesi  gerekçesiyle kelepçe kullanıldığı ve mahpusların tekli ring araçlarına bildirildikleri tarafımıza aktarılmıştır.
Hapishane mimarisinin mahpusların hücrelerinin güneş alamayacağı ve yeterince  havalandırılamayacağı şekilde dizayn edildiği, hücrelerin yeterince temizlenmediği, ayrıca hücrelerde kamera bulunduğu tarafımıza aktarılmıştır. 
Hijyen ve temizlik malzemelerinin hapishane idaresi tarafından verilmediği ve kantinden satın alındığı, fiyatların fahiş olduğu, hücrelerin ve diğer bölmelerin yeterince temizlenmediği tarafımıza aktarılmıştır.
İdare tarafından verilen yemeklerin kalitesinin çok düşük olduğu, verilen yemeklerin hijyenik  olmadığı, talep edildiği takdirde diyet yemeklerin verilmediği, üç kişiye verildiği söylenen bir öğünün sadece bir kişiyi doyurabildiği, kahvaltıların ise piknik adı verilen küçük paket ürünlerle sınırlı olduğu, kantin fiyatlarının çok pahalı  olduğu, mahpusların istediği her ürünün kantinde bulunmadığı tarafımıza aktarılmıştır. 
Mahpusların kendi temizliklerini sağladıkları, ancak yeterli deterjan desteği alamadıkları ve temizlik ürünlerini kantinden almak zorunda kaldıkları atarafımıza aktarılmıştır.
F. Ç., B. K., S. A. isimli mahpusların hasta mahpuslar olduğu, sağlık durumlarının hapishane koşullarında tutulmaya elverişli olmadığı tarafımıza aktarılmıştır.
Hastaneye sevklerinin asker tarafından geç yapıldığı,mahpusların diş tedavilerine erişemediği, diş çekimi için 1 yıldır sevk bekleyen mahpusların bulunduğu(İ.Y. isimli mahpus); bazı mahpusların 8-9 aydır hastaneye götürülmediği, doktorların üstünkörü ve ilgisiz muayene ettiği, bazı doktorların kelepçeli muayene dayattıkları, revirin haftada bir çalıştığı, revir doktoru tarafından tahlil sonuçlarının geç incelendiği ve bu nedenle teşhislerin geç konulduğu, ilaçların ya geç verildiği ya da muadilinin verildiği tarafımıza aktarılmıştır. 
Mahpusların göndermek istedikleri mektuplarda tek zarfa tek mektup konulması zorunluluğu  getirildiği, bu şekildeki aynı zarfta birden fazla mektubun gönderilmediği tarafımıza aktarılmıştır. 
Mahpusun bulunduğu hücrede kitap bulundurma hakkının 20 kitap ile sınırlandırıldığı, fazla  kitaplara el konulduğu, Yeni Yaşam Gazetesi ve Evrensel Gazetesinin verilmediği, Kürtçe  yayınlara ilişkin taleplerin ise cevapsız bırakıldığıtarafımıza aktarılmıştır. 
Mahpusların haftada bir kere spora çıkartıldığı, açık spor sahasına sadece aynı hücredekilerle  çıkartıldıkları tarafımıza aktarılmıştır.
Resim ve saz kursu gibi ortak alan faaliyetlerinin devam ettiği, ancak sadece aynı hücredekilerle  bu faaliyetlere çıkartıldıkları, kurs malzemelerinin çok pahalı olduğu tarafımıza aktarılmıştır.
Mahpusların tahliyesini erteleyen idare ve gözlem kurulu kararına karşı yapılan şikayet ve itirazlardan sonuç alınamadığı tarafımıza aktarılmıştır. 
B.Y. isimli mahpusun gözlerinde %65 oranında görme engeli bulunmasına rağmen kendisi için risk oluşturan merdivenli hapishanede tutulduğu, sesli kitap talebinde bulunduğu ancak idarenin buna ilişkin bir şey yapmadığı tarafımıza aktarılmıştır.
Hapishanede mahpusların kullandıkları ortak alanı görecek şekilde yerleştirilen kamera uygulamasının devam ettiği tarafımıza aktarılmıştır. 
İdare ve Gözlem Kurulu tarafından verilen infaz erteleme kararlarının artık 6 ay süreyle uzatıldığı, önceki dönemde bu sürenin 3 ay olduğu; gerekçe olarak 'pişman olunmaması' ve 'dışarı çıktığında örgütsel faaliyetlere devam edeceği' gibi soyut iddiaların gösterildiği aktarılmıştır. Bir mahpusun infazının, koğuştaki bir taburenin ayağının kırılması gibi absürt bir gerekçeyle ertelendiği tarafımıza aktarılmıştır.
Özellikle hapishane idaresinin değişmesinden sonra mahpusların tahliyelerinin “ elektriğin fazla kullanımı, puanların düşük gösterilmesi, pişman olmama, bulunulan koğuş, tahliye sonrası ekonomik durumun belirsizliği” gibi gerekçelerle ertelendiği, bu şekilde 3 mahpusun tahliyesinin ertelendiği tarafımıza aktarılmıştır..
M.A. isimli mahpusun tahliyesinin idare gözlem kurulunun iyi halli olmadığı gerekçesiyle vermiş olduğu olumsuz karar neticesinde üç ay ertelendiği tarafımıza aktarılmıştır.


Tekirdağ 2 Nolu F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumu 

Tekirdağ 2 Nolu F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;

Hapishaneye girişlerde çıplak arama dayatmasında bulunulduğu, bu uygulamayı kabul etmeyen mahpusların darp edildiği ve haklarında disiplin soruşturması başlatıldığı aktarılmıştır. 
Hapishaneden hastane, adliye gibi kurumlara yapılan sevkler esnasında kaçma şüphesi  gerekçesiyle kelepçe kullanıldığı ve tekli ring araçlarına bindirildikleri aktarılmıştır.  
Mahpusların idare ile hiçbir şekilde görüşemedikleri, görüşme taleplerinin yanıtsız bırakıldığı,  hapishanede yaşadıkları hak ihlallerine ilişkin olarak yaptıkları başvuruların tamamında  neredeyse idarenin eylemlerinin cezasızlık ile sonuçlandığı tarafımıza aktarılmıştır. 
Hapishane mimarisinin mahpusların hücrelerinin güneş alamayacağı ve yeterince  havalandırılamayacağı şekilde dizayn edildiği, hücrelerin yeterince temizlenmediği, ayrıca hücre  havalandırmalarında kamera bulunduğu tarafımıza aktarılmıştır.
Hijyen ve temizlik malzemelerinin hapishane idaresi tarafından verilmediği ve kantinden satın  alındığı, fiyatların fahiş olduğu, hücrelerin ve diğer bölmelerin yeterince hijyenik olmadığı tarafımıza aktarılmıştır.
İdare tarafından verilen yemeklerin kalitesinin çok düşük olduğu, çok yağlı ve sağlıksız besinler  olduğu, yemeklerin az verildiği, verilen yemeklerin de hijyenik olmadığı, talep edildiği takdirde  diyet yemeklerin verilmediği, hasta mahpuslara ihtiyaçları doğrultusunda besin verilmediği ve kantin fiyatlarının çok pahalı olduğu tarafımıza aktarılmıştır.
Bazı hücrelerde bulunan mahpusların uzun zamandır hiç spor ve sohbete çıkarılmadığı, bazı  hücrelerde bulunan mahpusların ise ayda bir kez spor ve sohbete çıkarıldıkları tarafımıza aktarılmıştır.
Mahpusların kurs ve atölye gibi ortak alan faaliyetlerine ilişkin taleplerinin kabul edilmediği,  mahpusların uzun bir süre resim ve saz atölyesi talep ettikleri, fakat uzun bir süreden sonra bu  taleplerinin sadece atölyeye tek tek katılmak koşuluyla kabul edildiği, kendilerinin ise ‘sosyal faaliyet’ tek kişi ile olmaz diyerek bu uygulamayı kabul etmediklerini, ayrıca mahpusların kütüphaneden de faydalandırılmadığı tarafımıza aktarılmıştır.
Hastaneye sevkler sırasında kullanılan ringlerin kirli ve havasız olduğu, hastanede kelepçeli  muayenenin dayatıldığı ve doktorların da kelepçeli muayene etmek istedikleri, uzun süreli açlık  grevinde kalan mahpusların dişlerinin çürüdüğü ancak diş tedavilerinin yapılmadığı tarafımıza aktarılmıştır. 
Mahpuslara gönderilen kargoların 2 ayda bir verildiği, mahpuslar tarafından dışarıya gönderilen  mektupların kimi zaman ulaştırılmadığını, mahpuslara gönderilen mektup ve kargoların da kimi  zaman keyfi gerekçelerle verilmediği, mahpuslar tarafından yazılan Kürtçe mektupların  gönderilmediği, mahpuslara gönderilen mektupların çevirilerinin ise yanlış yapıldığı, bu nedenle  de mahpuslara verilmediği tarafımıza aktarılmıştır.
E.Ö, Ö.A, N.U, B.Ş, Y.G, R.M, M.A, M.M.S ve N.G isimli mahpusların koşullu salıverilme tarihi gelmesine rağmen idare ve gözlem kurulunun iyi halli olmadıkları yönündeki değerlendirmesiyle tahliye edilmedikleri tarafımıza aktarılmıştır.
Mahpusların bulunduğu odalarda bulunan demirbaşların kırılması halinde idare tarafından yeni demirbaşların verilmediği, idarece demirbaşların mahpuslar tarafından hapishane kantininden satın alınmasının istendiği tarafımıza aktarılmıştır.
Hapishanede mahpusların kullandıkları ortak alanı görecek şekilde yerleştirilen kamera uygulamasının devam ettiği tarafımıza aktarılmıştır. 
Mahpuslara uygulanan kitap kotasının (20 adet) devam ettiği, eskiden kalan kitaplara mühürsüz oldukları gerekçesiyle el konulduğu, bazı kitapların aylar geçmesine rağmen geri verilmediği, Yeni Yaşam ve Evrensel gazetelerini talep edilmesine rağmen verilmediği, Kürtçe yayın taleplerinin de cevapsız bırakıldığı tarafımıza aktarılmıştır.
Mahpusların hastane sevklerinin geciktirildiği, sevklerin bazen 2 ayı bulduğu, hapishane revirine ise sadece haftada bir çıkarıldıkları ve hapishane revirinde tek doktorun bulunması nedeniyle bir haftalık sürenin uzadığı da tarafımıza aktarılmıştır.


Marmara 5 Nolu L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu 

Marmara 5 Nolu L Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;

Cezaevi idaresinin, çoğu zaman mesnetsiz sebeplerle mahpuslar hakkında disiplin soruşturması başlatttığı; örneğin, F-10 nolu koğuşta bulunan C.A. isimli mahpusa avukatı tarafından dosya evrakının içinde yer alan fotoğrafların "propaganda" olarak nitelendirerek disiplin soruşturması başlatıldığı tarafımıza aktarılmıştır.
Sayım gerekçesiyle çok sayıda personelin koğuşlara girmesinin, mahpuslar tarafından baskılayıcı bir uygulama olarak değerlendirildiği tarafımıza aktarılmıştır.
Mahpusların hastane, revir ve mahkemeye sevkleri sırasında kelepçeli götürüldükleri, tedavi süresince de kelepçelerin çıkarılmadığı tarafımıza aktarılmıştır.
Mahpusların şikayet dilekçelerinin çoğu zaman işleme alınmadığı; alınsa dahi idarenin sorumluluğu başka mercilere yönlendirdiğini belirtilmiş ancak konuların basına yansıması halinde idarenin ilgili meseleyle daha yakından ilgilendiğinin gözlendiği tarafımıza aktarılmıştır.
Mahpuslara gönderilen kargo ve mektupların çok geç verildiği, bazen iki ayı bulduğu; bazı mektuplara ise gerekçesiz olarak el konulduğu ve özellikle Kürtçe yazılmış mektupların sansürlendiği tarafımıza aktarılmıştır.
Mahpusların yaşadıkları koğuşların aşırı kalabalık olduğu, örneğin F-10 koğuşunda 40 mahpusun kaldığı, bazı mahpusların yerde yatmak zorunda kaldığı tarafımıza aktarılmıştır.
Koğuşlardaki odaların rutubetli ve soğuk olduğu, kaloriferlerin az yakıldığı, camların kırık olduğu ve pencerelerden yağışlı havalarda su sızdığı tarafımıza aktarılmıştır.
Avluların üstünün tel örgülerle tamamen kapatıldığı, bu nedenle temiz hava ve gökyüzüyle temasın ciddi oranda kısıtlandığı tarafımıza aktarılmıştır.
Ortak yaşam alanlarının 24 saat kamerayla izlendiği, bu uygulamanın mahremiyet hakkını ihlal ettiği yönünde şikayetler tarafımıza aktarılmıştır.
Banyo ve tuvaletlerin çok küçük olduğu, tıkanıklık sorunlarının sık yaşandığı ve duşlardan akan sıcak suyun paslı, yağlı ve kötü kokulu; soğuk suyun ise kireçli olduğu tarafımıza aktarılmıştır.
Mahpuslara verilen temizlik ürünlerinde kota uygulandığı (örneğin haftalık 3 şişe çamaşır suyu verildiği), temizlik malzemelerinin çoğunun yeterli düzeyde verilmediği ve mahpusların bu ürünleri kantinden satın almak zorunda kaldıkları tarafımıza aktarılmıştır.
Yemeklerin hijyenik koşullarda hazırlanmadığı, yemeklerde kıl ve fare dışkısı gibi yabancı maddelere rastlandığı; sebzelerin doğranmadan yemeğe atıldığı ve yağların donmuş olduğu tarafımıza aktarılmıştır.
Ekmeklerin iyi pişmediği, kahvaltıların yetersiz olduğu, porsiyonların çok küçük ve protein oranlarının oldukça düşük olduğu tarafımıza aktarılmıştır.
Kantin listesinde yer alan birçok ürünün temin edilemediği, bulunan ürünlerin ise çok pahalı olduğu tarafımıza aktarılmıştır.
Mahpuslara haki ve lacivert kıyafet, mont ve kemer gibi temel giysilerin verilmediği; giysi sayısının kota ile sınırlandırıldığı ve yatakların çok eski ve hijyenik olmayan durumda olduğu tarafımıza aktarılmıştır.
 Mahpuslar, ayda bir açık görüş ve üç kapalı görüş hakkına sahip olmalarına rağmen, açık görüş süresinin koğuştan çıkış anında başlatılması nedeniyle fiilen 35-40 dakikaya düştüğünü tarafımıza aktarılmıştır.
Açık görüş sırasında gardiyanların sürekli devriye gezmesinin mahpuslar ve aileleri üzerinde baskı yarattığı; bu durumun mahpusların ifade özgürlüğü ve özel görüşme hakkı üzerinde olumsuz etki yarattığı tarafımıza aktarılmıştır.
Kapalı görüşlerde kullanılan ahizelerin çoğu zaman arızalı olduğu ve bu nedenle iletişim hakkının kısıtlandığı tarafımıza aktarılmıştır.
Mahpuslara verilen kitapların sayıca sınırlandırıldığı, ideolojik gerekçelerle bazı kitapların içeri alınmadığı; Kürtçe kitapların ise geç teslim edildiği tarafımıza aktarılmıştır.
Mahpusların haftada bir kez 45 dakikalık halı saha hakkı bulunduğu, ancak personel yetersizliği gibi gerekçelerle bu hakkın çoğu zaman kullandırılmadığı tarafımıza aktarılmıştır.
Sohbet hakkının Şubat ve Mart aylarında tamamen askıya alındığı; uygulandığında ise yalnızca 10 kişilik gruplara tanındığı ve bu nedenle tüm mahpusların sohbet hakkından yararlanmasının aylar aldığı tarafımıza aktarılmıştır.
Mahpusların diş ve göz polikliniklerine sevklerinde ciddi gecikmeler yaşandığı; ring araçlarının dar, havasız ve konforsuz olduğu, sevk sırasında mahpusların kelepçeli biçimde bekletildiği tarafımıza aktarılmıştır.
Ağır hasta mahpusların ilaçlarının ya hiç verilmediği ya da çok geç temin edildiği; örneğin F.Ö. isimli mahpusun ilaçlarının dört ay sonra verildiği, M.B. isimli KOAH hastası mahpusa ise maske sağlanmadığı tarafımıza aktarılmıştır.
M.E.T, D.Ö, E.E, M.Y, H.Y. ve M.A. isimli mahpusların ciddi sağlık sorunları yaşadıkları tarafımıza aktarılmıştır.
E.E. isimli mahpusun yüzde 64 engelli raporuna rağmen disiplin cezaları nedeniyle infazının yakıldığı; C-12 koğuşundaki bir mahpusun tahliyesinin, diğerinin ise açık cezaevine geçişinin engellendiği tarafımıza aktarılmıştır.
Mahpuslara İdare ve Gözlem Kurulu tarafından 'PKK terör örgütü müdür?', 'Pişman mısınız?' gibi sorular yöneltildiği, bu sorulara verilen yanıtların tahliye süreçlerinde belirleyici olduğu tarafımıza aktarılmıştır.
F.K. isimli mahpusun tahliyesinin 3 ay, E.T. isimli mahpusun tahliyesinin ise 6 ay ertelendiği tarafımıza aktarılmıştır.
Bazı mahpuslara kimlik göstermeme veya ayakkabılarını çıkarmama gibi gerekçelerle disiplin soruşturmaları açıldığı; bu uygulamaların mahpuslar üzerinde baskı yaratmakta olduğu tarafımıza aktarılmıştır.
Revire yapılan taleplerin çoğu zaman karşılanmadığı, ameliyat geçiren mahpusların sevkinde dahi gecikmeler yaşandığı, Mahpusların birbirlerine kelepçelenerek taşındığı aktarılmıştır. Bulaşıcı hastalık riski gözetilmeden sevklerin yapıldığı, hastanelerde bekletilen alanların hijyen ve hava koşulları açısından uygun olmadığı aktarılmıştır. Ambulansla sevk edilmesi gereken hasta mahpusların çoğunlukla ring araçlarıyla götürüldüğü, bu durumun sağlık ve güvenlik açısından risk yarattığı aktarılmıştır. Sevklerin sabah erken saatte yapılmasına rağmen mahpusların çok daha erken saatlerde hazırlanarak uzun süre havasız alanlarda bekletildikleri, Adli Tıp sevklerinde ise kelepçeli şekilde araçta tutuldukları tarafımıza aktarılmıştır.


Marmara Kapalı Ceza İnfaz Kurumu

Marmara Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;

Hapishanede habersiz ve aniden gelişen hücre değişimlerinin yapıldığı, ve itiraz olması halinde  zorla ve kuvvet uygulayarak değişimin sağlandığı tarafımıza aktarılmıştır.
Koşullu salıverilme tarihi 11.08.2023 olmasına rağmen idare ve gözlem kurulunca iyi halli olmadığı gerekçesiyle tahliyesi engellenen S.A. adlı mahpusun 12.05.2025 tarihine kadar üç kez aynı gerekçelerle tahliyesinin engellendiği ancak 12.05.2025’te tahliye edildiği tarafımıza aktarılmıştır.
D. S. İsimli mahpusun cezasının tekli hücrelerde kalmayı gerektirmemesine  rağmen idarenin insiyatifi ile tekli hücrede tutulduğu, bu hücrenin diğer mahpusların kaldığı alandan uzak  olduğu ve mahpuslar üzerinde tam izolasyon politikası uygulandığı, diğer 3 kişilik hücrelerdeki  mahpusların ise yan yana hücrelerde kalmalarına izin verilmediği, hücrelerin farklı koridorlarda  olacak şekilde düzenlendiği, bu konuda mahpusların idare ile olan tüm diyalog çabalarına karşın  sonuç alamadıkları tarafımıza aktarılmıştır. 
Sevklerde kullanılan ring aracının tekli bölmelerden oluştuğu ve mahpusların bu tekli bölmelerde  kelepçeli olarak götürüldüğü tarafımıza aktarılmıştır.
İaşe bedelinin artmasıyla yemeklerin daha güzel bir hale geldiği, ancak yine de yenebilecek  durumda olmadığı, porsiyonların az olduğu ve besleyici olmadıkları, ayrıca kantin fiyatlarının  çok yüksek olduğu, bu nedenle mahpusların beslenme konusunda yetersiz kaldıkları tarafımıza aktarılmıştır.
Hücrelerde bulunan yatakları eski ve rahatsız olduğu, bundan kaynaklı olarak mahpusların bel,  sırt, omuz ve boyun vb eklem ağrıları yaşadığı tarafımıza aktarılmıştır.
Mahpusların arkadaş görüşçüsü olarak yazdırmak istedikleri kişilerin çoğunun kabul edilmediği,  görüşçü adaylarının güvenlik soruşturmasından geçemediklerinin, hakkında soruşturma olan kişilerin arkadaş görüşçüsü olarak kabul edilmediği tarafımıza aktarılmıştır. 
Mektupların çok geç verildiği, bazı mektupların ise sakıncalı bulunarak hiç verilmediği  tarafımıza aktarılmıştır.
Mahpusların hücrelerinde bulundurabilecekleri kitap sayısına sınırlama getirildiği, istediklerinde  depodakilerle değiştirerek kitaplarına sınırlı olarak da olsa ulaşabildikleri, dönem dönem  dışarıdan getirilen kitaplara el konulduğu ve mahpuslara verilmediği, süreli yayınlardan dergilere  ulaşamadıkları, mahpusların istediği bazı gazetelerin verilmediği, Yeni Yaşam Gazetesi, Xwebun gazetesi ve  Evrensel Gazetesinin uzun bir süredir yasak olduğu gerekçesiyle mahpuslara verilmediği tarafımıza aktarılmıştır.
Haftalık olarak 3’er hücre şeklinde ortak alana çıkarıldıkları, toplam sayıları 20’nin altında  olmasına rağmen tüm hücrelerin birlikte çıkmasına veya birlikte çıkan hücrelerin değiştirilmesine  izin verilmediği tarafımıza aktarılmıştır.
Mahpusların taleplerine rağmen kurs açılmadığı tarafımıza aktarılmıştır.
N. K. ve Ç. A. isimli mahpusların müebbet hapis cezalarının 3 yıla yakın bir süre önce dolmasına rağmen N.K’nın 3 ve  daha fazla hücre cezası alması nedeniyle, Ç.A’nın ise idare ve gözlem kurulunun iyi halli olmadığı gerekçesiyle vermiş olduğu olumsuz kararı neticesinde koşullu salıverilme haklarından yararlandırılmayarak 3 yıla yakındır tahliye edilmedikleri tarafımıza aktarılmıştır.


Bakırköy Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumu 

Bakırköy Kadın Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;

Hapishanede ayda bir ya da 45 günde bir olacak şekilde rutin aramaların yapıldığı, söz konusu aramalarda erkek infaz koruma memurlarının da bulunduğu, mahpusların erkek infaz koruma memurlarının içeri girmemesi ve odanın kapısında beklemesi yönündeki taleplerinin dikkate alınmadığı, özel hayatın gizliliği ilkesine uyulmadığı, mahpusların üst aramalarının kadın infaz koruma memurları tarafından erkek infaz koruma memurlarının önünde yapıldığı ve aramaların taciz boyutuna ulaştığı, özel eşyaların detaylıca arandığı, aramaların birinde çöp kutularının yemek masasının üzerine devrildiği aktarılmıştır. Son yapılan görüşmelerde arama işlemlerinin ayda 2 defa infaz koruma memurları, 1 defa da askeri personel tarafından toplamda ayda 3 kez yapıldığı, aramalar esnasında ekmek, çatal, kaşık, çöp poşetlerine fazlalık olduğu gerekçesiyle el konulduğunu, mahpusların peçetelerden origami şeklinde yaptığı çiçeklere dahi gerekçe belirtilmeden el konulduğunu aktarılmıştır. Aramalar esnasında mahpuslara ait özel eşyaların(iç giyim) cinsiyet gözetilmeden arandığını, mahpusların özel eşyalarının arandığı sırada erkek memurların orada bulunmalarından rahatsızlık duydukları tarafımıza aktarılmıştır.
Kurs ve atölye gibi ortak alan faaliyetlerinin yetersiz olduğu, yalnızca kısa süreli bağlama kursu düzenlendiği; aileler tarafından gönderilen müzik enstrümanlarının ise mahpuslara verilmediği tarafımıza aktarılmıştır.
75 yaşındaki H.Y. isimli mahpusun yüksek tansiyon, bel fıtığı ve omurilik eğriliği gibi rahatsızlıklarına ve ileri yaşına rağmen tahliye edilmediği; J.E. isimli mahpusun %50 oranında yürüme engeli bulunmasına rağmen cezaevinde tutulmaya devam edildiği; F.T. isimli mahpusun kan pıhtılaşması sorunu yaşamasına rağmen ilaçlarına erişemediği aktarılmıştır.
T.A, R.F, Ş.A. ve S.O. isimli mahpusların aldıkları hücre cezaları nedeniyle infazlarının yakıldığı tarafımıza aktarılmıştır.
Mahpusların hapishanenin revirine çıkarılmadıkları ve burada muayene olamadıkları, doktorun muayene için mahpusların tutulduğu odalara da gelmediği, doktor olmayan bir sağlık personelinin odaya gönderildiği, bu sağlık personelinin odanın kapısında içeri girmeden bağırarak mahpusun şikayetlerini sorduğu ve hapishane doktorunun da bu beyana göre ilaç reçete ettiği aktarılmıştır. Mahpusların bu konuyla ilgili Sağlık Bakanlığına şikayette bulundukları ancak revirdeki doktorun mahpusları muayene etmeksizin yazdığı reçeteler mahpusların muayene oldukları şeklinde değerlendirildiği için şikayetin sonuçsuz kaldığı tarafımıza aktarılmıştır. 
İdare tarafından dağıtılan yemek miktarının mahpusların sayısına göre oldukça az olduğu, yemeklerin mahpusların ihtiyacı olan vitamin ve mineral bakımından yetersiz ve lezzetsiz olduğu, mahpusların bu durumu hapishane idaresine ilettiği ancak idarenin herhangi bir değişikliğe gitmediği, mahpusların kantinden aldıkları yiyeceklerle beslenmek zorunda kaldıkları tarafımıza aktarılmıştır.
Son zamanlarda ​​sıcak su kesintilerinin arttığı, duş esnasında da suyun kesilebildiği, bu durumun hastalığa dahi yol açtığı tarafımıza aktarılmıştır.
Paspas, temizlik kovası gibi malzemelerin mahpuslar tarafından yeni alınması sonrasında İdarenin eski malzemelere bir adetin yeterli olacağı gerekçesiyle el koyduğunu tarafımıza aktarılmıştır.
Yemeklerin yetersiz ve kalitesiz olduğu ve yemekler sebebi ile bir mahpusun alerji sorunu yaşadığını ancak buna rağmen hastaneye sevkinin sağlanmadığını, alerjinin hangi gıdaya kaynaklı olduğunun tespitinin yapılmadığını ve buna göre yemek verilmediği tarafımıza aktarılmıştır.
Mahpusların kitap ve gazete erişiminin sınırlı olduğu, özellikle Kürtçe yayınların ve Kürt basınına ait gazetelerin içeri alınmadığı ve bu sınırlamanın gerekçesinin kendilerine bildirilmediği tarafımıza aktarılmıştır.
Hijyen ürünleri ile pedlerin mahpusların ihtiyaçları oranında verilmediği, bu ihtiyaçların bazen kısıtlı karşılandığı bazen ise hiç karşılanmadığı tarafımıza aktarılmıştır.
Hücre cezasının infaz edildiği hücrelerin hijyenik olmadığı, mahpusların soğuk havalarda dahi oldukça kirli bir ortamda ince bir battaniye ile kalmak zorunda kaldıkları, 11 günlük veya 13 günlük verilen hücre disiplin cezalarının bazı mahpuslar için üst üste kullandırıldığı ve bu sebeple uzun bir süre hücrede kalmak zorunda kaldıkları tarafımıza aktarılmıştır.
Mahpusların yapmış olduğu başvuru ve şikayet dilekçelerine dönüş yapılmadığı, 'alındı' belgesi verilmediği, özellikle infaz koruma memurları hakkında yapılan şikayetlerin askıda bırakıldığı tarafımıza aktarılmıştır.
Mahpusların aile ve avukat görüşlerine giderken koğuştan çıkış ve dönüşlerinde ayakkabı aramasına tabi tutuldukları; terliklerin dahi sallandırılarak arandığı, bu uygulamaya itiraz eden  mahpuslara disiplin cezası verildiği tarafımıza aktarılmıştır.
Koğuş duvarların sıvalarının döküldüğü, odaların rutubetli olduğu, bazı aydınlatmaların çalışmadığı ve elektrik kesintilerine uzun süre çözüm bulunamadığı tarafımıza aktarılmıştır.
Koğuşa yeni gelen tutukluların çıplak aramaya maruz kaldığı, aramayı reddeden mahpuslara önlük giydirilerek arama yapıldığı, bu uygulamanın mahpuslar üzerinde baskı oluşturduğu tarafımıza aktarılmıştır.
Hapishane idaresi tarafından çok sayıda mahpusa disiplin cezası verildiği; özellikle tahliyesi yaklaşan mahpuslara keyfi biçimde ceza verilerek tahliyelerinin engellendiği, disiplin cezalarının çoğu zaman yasaklı olmadığı halde eşyalara el konulmasına veya arama uygulamalarına karşı çıkılması gerekçesiyle verildiği; hoparlör ve teller gibi kantinden alınmış ürünlerin bile yasak sayıldığı tarafımıza aktarılmıştır.
Mahpusların ısınma sorunu yaşadıkları, bahar aylarında dahi hapishanenin çok soğuk olduğu, idareden ısıtıcıları açmalarını talep ettikleri ancak ısıtıcıların açılmadığı aktarılmıştır. Mahpusların soğuk bir günde hapishane idaresinden ısıtıcıları açmalarını yazılı olarak talep ettikleri, talepleri sonucunda açılan ısıtıcının yalnızca 30 dakika açık bırakıldıktan sonra kapatıldığı, soğuk nedeniyle özellikle yaşlı ve hasta mahpusların sağlık sorunları yaşadığı tarafımıza aktarılmıştır. 
Hapishanede mahpusların bulundurabileceği kıyafetlerin sayısının 30 ile sınırlandırıldığı, yatakların çok eski olduğu ve mahpusların talebine rağmen yenileriyle değiştirilmediği tarafımıza aktarılmıştır.
Mahpusların gönderdiği veya kendilerine gelen mektuplara idarenin el koyulduğu, mektuplardaki bazı cümlelerinin üzerinin çizildiği tarafımıza aktarılmıştır.
Mahpuslara banyo için verilen sıcak suyun kirli, kötü kokulu olduğu ve bazılarında ciltte lekelere sebep olduğu; soğuk suyun ise kireçli olduğu, bu hususların idareye bildirilmesine rağmen düzeltilmediği tarafımıza aktarılmıştır.
Spor faaliyetlerinin sadece kapalı alanda yapılabildiği, beton zemin nedeniyle mahpusların sakatlandığı; açık hava etkinliği hakkının sağlıklı kullanılmadığı tarafımıza aktarılmıştır.
Koğuşların küçük olmasına rağmen yatak sayısının artırılmak istendiği, bu durumun yaşam alanlarını daralttığı ve mahpusların hareket alanını kısıtladığı tarafımıza aktarılmıştır.


Metris R Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu 

Metris R Tipi Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;

İdare tarafından muhalif olarak kabul edilen hiçbir gazete, dergi ve kitap gibi süreli ve süresiz yayınların mahpuslara verilmediği tarafımıza aktarılmıştır. 
Hastane sevklerinde bazı doktorların kelepçeli muayene dayattıkları, sağlık durumu oldukça kötü olan ileri yaştaki mahpuslara dahi kelepçe takıldığı tarafımıza aktarılmıştır.
Hijyen ve temizlik malzemelerinin hapishane idaresi tarafından verilmediği ve kantinden satın alındığı, fiyatların fahiş olduğu, odaların ve diğer bölmelerin yeterince hijyenik olmadığını odaların yeterinde temizlenmediği tarafımıza aktarılmıştır.
Hapishane mimarisinin hasta tutsaklara uygun olmadığı, 20 metrekarelik alanda üç kişi kalındığı tarafımıza aktarılmıştır.
E.A. isimli mahpusun iki kolu ampüte olmasına ve hakkında hapishanede tek başına yaşamını idame ettiremeyeceğine dair ATK raporu olmasına rağmen uzun süre tek başına tutulduğu ve farklı bir hapishaneye sevk talebinin reddedildiği tarafımıza aktarılmıştır.
M.E.V. isimli mahpusun 25.01.2025 tarihinde Metris R Tipi Hapishanesine sevk edildiği, Koah hastası olan M.E.V. isimli mahpusun kalçasında çıkık ve sağ kolunda yanma olduğu, kalçasındaki çıkık nedeniyle aksayarak yürüdüğü ve bu nedenle ameliyatla protez takılması gerektiği tarafımıza aktarılmıştır.
M.E.V. isimli mahpusun tüm hastalıklarına rağmen Adana F Tipi Hapishanesinden Metris R Tipi Hapishanesine tek kişilik ring aracıyla getirildiği, koşulları nedeniyle sağlıklı mahpuslar için dahi uygun olmayan ve mahpuslarca tabutluk olarak adlandırılan tek kişilik ring aracının M.E.V. isimli mahpusu olumsuz etkilediği tarafımıza aktarılmıştır. 
K.B. isimli mahpusun 85 yaşında olduğu, kalp, yüksek tansiyon ve şeker gibi birçok hastalığının bulunduğu, kendisinin hastalıkları sebebiyle Başakşehir Çam ve Sakura Hastanesine götürüldüğü ve burada 08:30’dan 17:00’ye kadar kelepçeli bir şekilde bekletildiği tarafımıza aktarılmıştır.


Maltepe 1 Nolu L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu 

Maltepe 1 Nolu L Tipi Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;

Hasta mahpusların defalarca dilekçe yazmalarına rağmen hastane sevklerinin randevu olmadığı gerekçesiyle geciktirildiği, özellikle göz ve diş tedavisi olması gereken mahpusların hastaneye sevklerinin 1 yılı aşkın süredir yapılmadığı, mahpusların çene cerrahisine götürülme taleplerinin reddedildiği, kronik hastalıkları bulunan mahpusların zamanında tedavi edilmedikleri için hastalıklarının ilerlediği, hastaneye götürülen mahpuslara ise ağız içi arama dayatması yapıldığı tarafımıza aktarılmıştır.
Mahpusların kimliklerinde yargılandıkları suç tipi ve üye oldukları iddia edilen örgütün ismi yazıldığı için hastanede ayrımcı uygulamalara maruz kaldıkları, ayrıca muayene ve tedavi esnasında kelepçenin çıkarılmadığı da tarafımıza aktarılmıştır.
A.R.Y. isimli mahpusun Maltepe 1 Nolu L Tipi Hapishanesinde tutulurken 2023 yılında hükümlü olduğu dosyasının infazının sona ermesi ve söz konusu hapishaneden tutuklu ve hükümlülerin bir arada tutulmaması sebebiyle Maltepe 2 Nolu L Tipi Hapishanesine sevk edildiği, Maltepe 2 Nolu L Tipi Hapishanesinde aynı suçtan tutuklu kimse bulunmadığından tek başına tutulduğu, Maltepe 1 Nolu L Tipi Hapishanesindeki eski koğuşuna ya da başka bir hapishaneye sevk taleplerinin matbu gerekçelerle reddedildiği ve böylelikle 80 yaşında olan ve kendi ihtiyaçlarını tek başına karşılamakta zorlanan mahpusla ilgili fiili tecrit durumunun devam ettiği tarafımıza aktarılmıştır.
Hapishane idaresince her hafta arama yapıldığı, söz konusu aramalarda mahpusların not defterleri gibi özel eşyalarına el konulduğu, uzun süredir hapishanede olan A.R.Y. isimli mahpusun yıllardır hapishanede yanında bulundurduğu notlarına ve kağıtlarına el konulduğu, sayın Abdullah Öcalan’ın gençlik fotoğraflarına da el konulduğu tarafımıza aktarılmıştır.
Haftalık görüş süresinin yasal olarak 1.5 saate kadar çıkartılabileceği, buna rağmen idarenin siyasi mahpusların açık görüş süresini sürekli olarak 35-40 dakika kapalı görüş süresini ise 40-45 dakika ile sınırlandırdığı ancak adli mahpuslara aynı sınırlamanın yapılmadığı tarafımıza aktarılmıştır. 
Mahpuslara kurs ve atölye gibi ortak alan faaliyetlerinin yaptırılmadığı, mahpusların yalnızca haftada 1 saat halı sahaya çıkarıldıkları, ancak mahpusların bu faaliyetlere katılmadığı gerekçesiyle İdare ve Gözlem Kurulu tarafından koşullu salıvermeden faydalanmalarının engellendiği tarafımıza aktarılmıştır.
Siyasi mahpusların telefonla görüşme haklarının haftada bir gün ve 10 dakika olacak şekilde sınırlandırıldığı bununla birlikte adli mahpusların aynı sınırlamaya tabi tutulmadığı tarafımıza aktarılmıştır.
Mahpusların taleplerine rağmen Evrensel gazetesi gibi muhalif olan süreli yayınların kendilerine verilmediği, mahpusların kendilerine ait eşyalarını arkadaşlarına hibe olarak bırakmalarına izin verilmediği, bıraktıkları kitaplara el konulduğu aktarılmıştır.
Hapishane idaresinin değiştiği, yaşanan değişiklikten sonra mahpusların idare ile görüşme taleplerinin kabul edilmediği tarafımıza aktarılmıştır. 
Hapishanedeki İdare ve Gözlem Kurulunun koşullu salıverilme tarihi gelen mahpuslara “Pişman mısın? PKK bir terör örgütü müdür?” gibi sorular sorduğu tarafımıza aktarılmıştır.
S.B, Z.T, E.Ş, Ü.K, H.K, M.S.T. ve R.K. isimli mahpusların koşullu salıverilme tarihleri gelmesine rağmen İdare ve Gözlem Kurulu kararı ile tahliyelerinin ertelendiği tarafımıza aktarılmıştır.
C.H. isimli mahpusun Suriye doğumlu olduğu, kendisine hapishanede sınır dışı kararının tebliğ edilmek istendiği ancak Türkiye’de kalmak istediği için söz konusu kararı tebliğ almadığı tarafımıza aktarılmıştır.


Ümraniye T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu 

Ümraniye T Tipi Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;

Hücre pencerelerinde teller olduğu için hücrelerin yeterince havalandırılmadığı, bu nedenle sağlıklı bir ortam oluşmadığı aktarılmıştır.  
Yeni Yaşam Gazetesi, Evrensel Gazetesi gibi muhalif gazeteler in de hapishaneye alınmadığı aktarılmıştır.  


Gebze Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumu 

Gebze Kadın Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;

H.O. isimli mahpusun birinci dereceden yakınının ciddi bir sağlık sorunu olduğu, durumunun ağırlaştığı ve yakın zamanda hayatını kaybedebileceği, bu nedenle idareden telefon görüş hakkı talep edildiği ancak idarece bu talebin reddedildiği tarafımıza aktarılmıştır.
Mahpuslara pandemide kullanamadıkları görüş haklarının telafisi için haftalık 10 dakikalık ek telefon görüş hakkı tanındığı, bununla birlikte pandemi döneminde henüz hükümlü olmayan ancak şu an hükümlü olan iki mahpusun ek telefon hakkından faydalandırılmadığı, mahpusların buna ilişkin AYM’ne bireysel başvuru yaptıkları ancak henüz sonuç alamadıkları tarafımıza iletilmiştir.
Yeni Yaşam ve Evrensel gibi gazetelerin muhalif yayınları nedeniyle mahpuslara verilmediği, mahpusların yalnızca idarece belirlenen listedeki yayınları alabildiği, idarenin uygun görmediği hiçbir kaynağı mahpuslara vermediği tarafımıza aktarılmıştır. 
Hapishanede İngilizce, resim ve kuaför kurslarının olduğu, mahpusların uzun zamandır gitar, bağlama gibi kursların açılmasını talep ettikleri, hapishane idaresince taleplerin Halk Eğitim Merkezine bildirildiğinin ancak merkezdeki hocaların hapishaneden korktukları ve verilen düşük ücretler nedeniyle hapishanedeki kurslara gelmek istemediklerinin bildirildiği tarafımıza aktarılmıştır.
G.T, T.İ, H.A, G.E, G.E, H.A, A.A. ve S.A. isimli mahpusların hasta mahpus oldukları, G.T’nin kanser riski taşıması nedeniyle rahminin alındığı ve halen kanser riski taşıdığı, H.A’nın rahim kanseri olduğu ve bu nedenle yakın zamanda rahminin alındığı, G.E’nin yüksek tansiyon hastası olduğu, rahminde miyomların olduğu ve miyomların büyümesi nedeniyle yakın zamanda ameliyat olacağı, G.E’nin kemik erimesi yaşadığı, bu nedenle yürümekte zorlandığı ve hastalığının risk teşkil ettiği, H.A’nın bir ayağında protez olduğu ve ciddi sağlık problemleri yaşadığı, S.A’nın bir ayağında platin olduğu tarafımıza aktarılmıştır.
Hasta mahpusların hastaneye kelepçeli bir şekilde götürüldükleri, özellikle diş tedavisi için hastaneye giden mahpuslara kelepçeli muayene dayatıldığından mahpusların tedavi olamadan geri döndükleri, kelepçeli muayene konusunda hapishane idaresi ve jandarmadan ziyade hastanedeki sağlık çalışanlarının ısrarcı oldukları tarafımıza aktarılmıştır.
Hapishanede mektup ve kargo göndermek için kullanılan pulların fiyatlarında çok ciddi bir artışın olduğu tarafımıza aktarılmıştır.
Hapishanedeki mahpusların hücrede bulundurabilecekleri kitap sayısının 20 ile sınırlandırılması şeklindeki uygulamanın devam ettiği tarafımıza aktarılmıştır.
Örgütlü suçlar kapsamında hapishanede bulunan mahpuslara görüntülü telefon görüşme hakkının tanınmadığı ancak diğer mahpusların bu haktan yararlanabildikleri, yine örgütlü suçlar kapsamında hapishanede bulunan mahpuslara haftada yalnızca 10 dakika telefon görüş hakkı ve pandemi nedeniyle ek 10 dakika görüş hakkı tanınırken diğer mahpuslara haftada 60 dakika görüş hakkı tanındığı tarafımıza aktarılmıştır.


Kocaeli 1 Nolu F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumu 

Kocaeli 1 Nolu F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;

Mahpuslardan G.Z.E.’ın gerekçesiz bir şekilde başka bir hapishaneye sürgün edildiği tarafımıza aktarılmıştır.
Ağırlaştırılmış müebbet hükümlüsü kadın mahpuslardan Z.K., D.T, G.B. ve H.C.’ın Bakanlık talimatı var denilerek tekli hücrelere alındığı, tekli hücre koşullarının insanca yaşama elverişli olmadığı tarafımıza aktarılmıştır.
Tekli hücreye alınan mahpuslardan D.T.’nin ameliyat olmasına rağmen tek başına tutulmaya devam edildiği tarafımıza aktarılmıştır.
Mahpuslardan M.Ç., M.Ş. ve D.A.’nın infazlarının gerekçesiz olarak 6 ay süreyle ertelendiği tarafımıza aktarılmıştır.
İnfazı ertelenen U.Ç’nin kanun yararına bozma başvurusu sonrası verilen bozma kararı sonucunda tahliye edildiği tarafımıza aktarılmıştır.
Mahpusların hapishanede yaşanan sorunlara ilişkin cezaevi idaresiyle görüşme taleplerinin ya reddedildiği ya da görüşmelerde mahpusa sandalye verilmemesi gibi küçük düşürücü tavırlar sergilenmesi sebebiyle görüşmenin gerçekleştirilemediği tarafımıza aktarılmıştır.
Mahpusların yazısal çalışmalarına örgütsel olduğu gerekçesiyle el konulduğu tarafımıza aktarılmıştır.
Yemeklerin tatlarının çok kötü olduğu, içlerinden zaman zaman kıl çıktığı, protein değerinin düşük olduğu, ekmeklerin çok bayat olduğu, yüksek tansiyon ve Hepatit B hastası R.B’nin hastalığına uygun (hem tuzsuz hem etsiz) yemeklerin çıkmadığı, kantinde istenilen ürünlere erişemedikleri ve ürünlerin pahalı olduğu tarafımıza aktarılmıştır.
Görüşlere Koronavirüsten önce aileden istenilen sayıda kişinin geldiği ancak salgından sonra aile görüşünü 10 kişi olarak sınırladıkları ve hala bu sınırlamanın devam ettirildiği tarafımıza aktarılmıştır.
Bağlama ve İngilizce kursu için başvuru yaptıklarını ancak MEB tarafından öğretmen gönderilmediği için kursun açılamadığı, kurs ve sosyal etkinliklerin yetersiz olduğu tarafımıza aktarılmıştır.
Yatakların çok eski olduğu, mahpuslarda bu nedenle bel fıtığı rahatsızlıklarının oluştuğu, idareye başvuru yapmalarına rağmen yatakların değiştirilmediği tarafımıza aktarılmıştır.
Bir buçuk senedir ayda bir kez ped dağıtımı yapıldığı, cinsel sağlığa ve kadın hastalıklarına ilişkin eğitimin yapılmadığı, önleyici sağlık tedbirlerine ulaşamadıkları, testlerin ise yalnızca evli kadın mahpuslara yapıldığını tarafımıza aktarılmıştır.
Hastane sevklerinin çok fazla iptal edildiğini, doktor randevularında kelepçelerinin açılmadığını, fizik tedavi için hastaneye götürüldükleri Kocaeli Şehir Hastanesinde mahpus koşuğunun uzak olması nedeniyle saatlerce arabada bekletildiklerini tarafımıza aktarılmıştır.
 Hastane randevularında muayene esnasında mahpuslara kelepçeli muayene dayatıldığı, doktorlar tarafından jandarmaya kelepçenin açılmasının söylenmesine rağmen jandarmanın kelepçeyi açmadığı tarafımıza aktarılmıştır.
Erkek mahpusların ayda sadece 1 kez 2.5 saat olmak üzere futbol oynamaya çıkarıldıkları tarafımıza aktarılmıştır.
Televizyonda 30 tane kanal olduğu, bu kanal sayısının diğer hapishanelerden daha az olduğu ve talep edilen kanalların idarece kabul edilmediği tarafımıza aktarılmıştır.
 Kadın mahpusların talep ettiği şalvarın idarece yasaklı olduğu gerekçesiyle verilmediği tarafımıza aktarılmıştır.
Mahpuslardan D.T.’nin bacağında protez bulunduğu, bu nedenle hapishaneye her giriş çıkışında sensörlerin uyarı verdiği, raporu bulunmasına rağmen her seferinde personel aramasına maruz kaldığı, idareyle durumun görüşülmesine rağmen bir sonuç elde edilemediği hususları tarafımıza aktarılmıştır.


Kocaeli 2 Nolu F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumu

Kocaeli 1 Nolu F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;

İnfazı yakılan A.R.’nin bir hücre cezasının iptal edildiği ve tahliye olduğu tarafımıza aktarılmıştır.
Mahpuslardan H.Y..’nin infazının gerekçesiz olarak 3 ay süreyle ertelendiği tarafımıza aktarılmıştır.
Mahpusların odalarının birbirlerine uzak olduğu, bu durumun idarenin bilinçli bir politikası olduğu, konuya ilişkin idareyle yapılan görüşmelerde bir sonuç alınamadığı tarafımıza aktarılmıştır.
Mahpuslarda M.A.’nın kendisi tarafından yazılmış olan 2 kitabına el konulduğu tarafımıza aktarılmıştır.
Mahpusların hapishanede yaşanan sorunlara ilişkin cezaevi idaresiyle görüşme taleplerinin ya reddedildiği ya da görüşmelerde mahpusa sandalye verilmemesi gibi küçük düşürücü tavırlar sergilenmesi sebebiyle görüşmenin gerçekleştirilemediği tarafımıza aktarılmıştır.
Koğuşlarda gerçekleştirilen aramalarda mahpusların el yazılı notlarına, defterlerine ve kitaplarına el konulduğu ancak el koymaya ilişkin bir tutanak tutulmayıp, iadelerinin gerçekleştirilmediği tarafımıza aktarılmıştır.
Hapishane de dağıtılan yemeklerin çok kötü olduğu, besin değerlerinin çok düşük olduğu, kantinin ise çok pahalı olduğu tarafımıza aktarılmıştır.
Hastane randevularında muayene esnasında mahpuslara kelepçeli muayene dayatıldığı, doktorlar tarafından jandarmaya kelepçenin açılmasının söylenmesine rağmen jandarmanın kelepçeyi açmadığı tarafımıza aktarılmıştır.
Avukat görüşlerinde mahpuslara verilen evrakların gardiyanlar tarafından ellerinden alındığı ve mektup inceleme komisyonu tarafından incelenip uygun görüldükten sonra mahpusa verildiği tarafımıza aktarılmıştır.
Hastane sevklerinin gerçekleştirilmediği bu nedenle hasta mahpusların zamanında tedaviye erişemediği hususları mahpusların özellikle sık sık karşılarına çıkan sorunları olarak tarafımıza aktarılmıştır.


Düzce T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu 

Düzce T Tipi Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;

S.T. ve R.B. isimli mahpusların almış oldukları 3 ve daha fazla hücre cezası nedeniyle koşullu salıverilme hakkından yararlandırılmadıkları, bu mahpuslardan S.T. isimli mahpusun bir elinin olmadığı, R.B. isimli mahpusun ise 33 yıldır hapishanede olduğu ve çeşitli hastalıklarının bulunduğu tarafımıza aktarılmıştır. 
Mahpusların hastaneye sevkleri sırasında da ciddi problemler yaşadıkları, hastaneye sevkler yapılırken ağız içi arama dayatmasında bulunulduğu, konuyla ilgili cezaevi savcısıyla görüşme yapıldığı ancak savcının ağız içi aramayı hukuka uygun gördüğünü belirttiği tarafımıza aktarılmıştır.
İdare ve Gözlem Kurulu değerlendirmelerinin soyut ve dayanaksız olduğu, örneğin hapishanede hiçbir etkinlik yapılmamasına rağmen “mahpus etkinliğe katılmadı” gerekçesiyle ya da ailesinde uzakta bir hapishanede tutulan ve ekonomik nedenlerle ailesinin görüşe gelemediği, mahpusa “görüşe çıkmadığı” gerekçesiyle düşük puan verildiği tarafımıza aktarılmıştır. 
Mahpusların yazdıkları Kürtçe edebi metinlere el konulduğu ve bu metinlerin kendilerine iade edilmediği tarafımıza aktarılmıştır.
Mahpuslara haftada yalnızca 30 dakika spor etkinliği hakkı tanındığı, mahpusların taleplerine rağmen başkaca sosyal, kültürel veya sportif etkinliklerin yaptırılmadığı tarafımıza aktarılmıştır.
Mahpusların idare ve gözlem kuruluna yazdıkları dilekçelerin cevapsız bırakıldığı aktarılmıştır. Aynı şekilde mahpusların hapishane idaresinin haksız uygulamalarına karşı yaptıkları başvurulardan dönüş alamadıkları, İnfaz Hakimliği şikayet konusu hakkında karar vermiş olsa bile hapishane idaresi tarafından kendilerine herhangi bir tebligat yapılmadığı tarafımıza aktarılmıştır. 
Mahpusların yaklaşık 10 yıldır aynı yatakları kullandıkları, hapishane idaresinden yeni yatak talep ettikleri ancak taleplerinin karşılanmadığı aktarılmıştır. 
Ekonomik sorunlar nedeniyle hapishanedeki yemeklerin kalitesinin de oldukça düştüğü tarafımıza aktarılmıştır.
Siyasi mahpusların, doktor yanında kelepçeli muayene ve hastaneye sevk sırasında ağız içi arama uygulamaları nedeniyle uzun zamandır hastaneye gitmedikleri, revire de çok geç çıkarıldıkları, revire çıkarılma süresinin talep tarihinden itibaren bazen üç haftayı bulduğu, reçete edilen her ilacın getirilmediği bazen de mahpustan ilaç için para alındığı tarafımıza aktarılmıştır.
Mahpusların kaldıkları odadaki havalandırmanın güneş görmediği, çok dar olduğu ve bu nedenle herhangi bir etkinlik yapmaya elverişli olmadığı tarafımıza aktarılmıştır.
Mahpusların suya erişim konusunda zorluk yaşadıkları, hapishanede sıklıkla su kesintisi yaşandığı tarafımıza aktarılmıştır. 
Mahpuslara verilen yemeklerin yenilemeyecek derecede yağlı ve kötü olduğu özellikle akşam verilen yemeğin kalitesiz ve lezzetsiz olduğu tarafımıza aktarılmıştır.
Hapishane tarafından mahpuslara verilen yatakların uzun zamandır kullanıldığı, yatakların çökmüş halde ve küflü olduğu, mahpusların yeni yatak taleplerinin reddedildiği, nevresimlerin de aynı şekilde birkaç yıkamadan sonra çürümüş gibi yırtıldığı tarafımıza aktarılmıştır.
2024 yılı Eylül ayında mahpusların odalarında yapılan aramada el konulan kitapların büyük çoğunluğunun henüz verilmediği tarafımıza aktarılmıştır.
Mahpusların almak istediği Yeni Yaşam ve Evrensel gazetelerinin kendilerine verilmediği, gerekçe olarak da bu gazetelerin Adalet Bakanlığının belirlediği listede yer almamasının gösterildiği tarafımıza aktarılmıştır. 
Mahpusların kurs taleplerinin tasarruf tedbirleri gerekçe gösterilerek reddedildiği, daha önce haftada bir defa çıkarıldıkları spor etkinliğine ise ayda iki defa olacak şekilde çıkarıldıkları tarafımıza aktarılmıştır. 


Sakarya  2 Nolu L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu 

Sakarya 2 Nolu L Tipi Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;

Hapishaneye girişte mahpuslara çıplak arama yapıldığı, B.A. isimli mahpusun itiraz etmesi nedeniyle bu uygulamaya tabi tutulmadığı ancak birçok mahpusa çıplak arama yapıldığı tarafımıza aktarılmıştır.
Mahpusların hastaneye sevk edildiklerinde yaklaşık 2 saat kelepçeli olarak bekletildikleri, doktor muayenesinin kelepçeli bir şekilde yapıldığı, M.Y.  isimli mahpusa sağ tarafı (başından ayağına doğru) felçli olmasına rağmen Jandarma tarafından ek bir kelepçe daha takıldığı böylelikle iki kelepçe takılı halde muayene edildiği, B.Y. isimli mahpusun hastaneye sevk aracından kolundan sertçe tutulup öne atılacak şekilde indirildiği, mahpusun bu kötü muameleye karşı savcılığa şikayette bulunduğu ancak henüz bir sonuç alınamadığı tarafımıza aktarılmıştır. 
Mahpusların yaşadıkları hak ihlallerine karşı cimer ve tabur komutanlığı da dahil olmak üzere birçok başvuru yoluna gittikleri ancak çoğunlukla başvurularından olumlu ya da olumsuz bir geri dönüş alamadıkları, geri dönüş yapılsa dahi bu dönüşlerin oldukça geç yapıldığı tarafımıza aktarılmıştır. 
Mahpuslara kimlik taşımamaları ve ibraz etmemeleri gerekçesiyle 2 ay etkinlikten yoksun bırakma şeklindeki disiplin cezası verildiği, mahpusların yaptığı itirazların reddedildiği tarafımıza aktarılmıştır.
Hapishanede mahpusların yaşam ortamlarını görecek şekilde kamera takılı olduğu bununla birlikte havalandırmalarında tel örgülerin olduğu tarafımıza aktarılmıştır.
Mahpuslara verilen yemeklerin eskiye oranla daha düşük kalitede olduğu tarafımıza aktarılmıştır.
M.Y. isimli mahpusun haftalık 10 dakika telefon görüş hakkından yararlanabildiği, diğer mahpusların pandemide yapılmayan görüşlerin telafisi kapsamında ek olarak yaptıkları 10 dakikalık telefon görüşünden M.Y. isimli mahpusun yararlandırılmadığı tarafımıza aktarılmıştır. 
Hapishanede mahpusların alabilecekleri kitap sayısının 10 ile sınırlandırıldığı, mahpusların kitap ve dergi gibi yazılı materyallere erişimde genel olarak sıkıntı yaşadıkları, özellikle Kürdistan tarihi ile ilgili talep ettikleri kitapların hakkında yasaklama ya da toplatılma kararı olmamasına rağmen idarece kendilerine verilmediği tarafımıza aktarıldı. Mahpuslara kargo ile gönderilen hiçbir dergi ve süreli yayının kabul edilmediği yalnızca idare üzerinde yapılan aboneliklerle satın alınan yayınların kabul edildiği, yine hiçbir Kürtçe kitap ve süreli yayının mahpuslara verilmediği tarafımıza aktarmıştır
Mahpusların haftalık 1 saat ile sınırlı olacak şekilde kapalı spor salonu ve açık hava olanaklarından faydalandırıldıkları, bunun dışında mahpusların kurs ve atölye olanaklarından faylanamadıkları tarafımıza aktarılmıştır.
Mahpusların hapishane revirine çıkma konusunda bir sorun yaşamadıkları ancak hapishane revirindeki doktorun ilgisiz ve ayrımcı bir tavır sergilediği tarafımıza aktarılmıştır.
C.T. isimli mahpusun hastanede doktor beklerken 6 saat boyunca bir banka kelepçelenerek bekletildiği tarafımıza aktarılmıştır.
F.Y. isimli mahpusun gözünde batma hissi ve kızarıklık olduğu, mahpusun hastaneye sevk talebinde bulunduğu ancak 6 aydır hastaneye sevk edilmediği tarafımıza aktarılmıştır.
Mahpusların 3 kişilik koğuşta 8 kişi olarak kaldıkları, bu durumun düzeltilmesi için idareyle birçok kez görüşme gerçekleştirdikleri ancak taleplerinin kabul edilmediği tarafımıza aktarılmıştır.
Mahpusların açık ve kapalı görüşlerinin 45 dakika ile sınırlandırıldığı, mektupların haftada bir kargoların ise iki haftada bir olacak şekilde mahpuslara verildiği tarafımıza aktarılmıştır.
Mahpusların hastaneye sevklerin 4-5 ayı bulan gecikmelerle yapıldığı, mahpuslar tarafından idareyle görüşme yapıldığında ise bu gecikmeye jandarmanın personel bulundurmaması veya başka görevlendirmede olmasının sebep gösterildiği tarafımıza aktarmıştır.


Bolu F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumu 

Bolu F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Hapishanesinde bulunan mahpuslarla yapılan görüşmelerde;

Mahpusların üç kişilik odalarda kaldığı, sohbet hakkı, kütüphaneye çıkarma, havalandırmaya çıkarma dahil tüm etkinliklerin odalarla sınırlı tutulduğu, diğer odalarla iletişimin olmadığı tarafımıza aktarılmıştır.
Kursa katılım başvurularına rağmen taleplerin ‘’koşullar uygun değil’’, “değerlendireceğiz’’ denilerek  sürekli olarak sürüncemede bırakıldığı tarafımıza aktarılmıştır.
Mahpuslara dışarıdan 3, hapishane kütüphanesinden 4 olmak üzere, toplamda en fazla 7 kitap verildiği ve kota uygulandığı tarafımıza aktarılmıştır.
Yeni yaşam Gazetesi, Evrensel Gazetesi ve Demokratik Modernite gibi yayınların verilmediği, Kürtçe ve bazı muhalif yayınlara ulaşımın neredeyse imkansızlaştırıldığı, devletin resmi ideolojisine aykırı olduğuna kanaat getirilen bütün kitapların idarece yasaklandığı tarafımıza aktarılmıştır.
Çıplak arama uygulamasının sıklıkla ve zorla jandarma gözetiminde gerçekleştirildiği tarafımıza aktarılmıştır.
Mahpuslara verilen radyoların sadece yerel radyo kanallarını kapsadığı atarafımıza aktarılmıştır.
Ayda en az 3 kez olmak üzere hücrelere baskın şeklinde aramalar yapıldığı,  bu aramaların adeta bir talan şeklinde yapıldığı, mahpusların eşyalarının dağıtılıp yerlere atıldığı,  mahpusların tahrik edilip disiplin cezası almalarının sağlandığı, kantinden satın aldıkları cımbız, makas, keçeli kalem ve metal tabak gibi malzemelere el konulduğunu, mahpuslara posta yoluyla gönderilip denetimden geçmiş bütün kitap, broşür ve makale türü materyaller ile mahpusların kendi yazmış oldukları bütün yazılara inceleneceği gerekçesiyle el konulduğu, İnceleme sonucunda da hiçbir suç unsuru ve sakınca içermemesine rağmen çok büyük oranda bu yazılara el konularak imha edildiği tarafımıza aktarılmıştır.
Mahpusların hastaneye götürüldüklerinde kötü ve provakatif muamelelere maruz kaldıkları, hastaneye gidişlerde ağız içi arama dayatıldığı, buna itiraz edildiğinde hastaneye götürülmekten vazgeçilip tedavi haklarının engellendiği, mahpusların insanlık onuruna aykırı dayatmalar ile tedavi hakları arasında bir seçime zorlandığı, kelepçeli muayene ve tedavi uygulamasının yıllardır devam ettiği, muayene sırasında askerlerin odada bulunması nedeniyle mahpusların sağlık sorunlarını ifade etmekte zorlandıkları tarafımıza aktarılmıştır.
A.K. isimli mahpusun kardiyopulmoner fibrozis hastalığının olduğu, cezaevi yakınındaki beton santralinden kaynaklı yoğun partikül maddeye maruz kalması sebebiyle sağlık durumunun ciddi biçimde etkilendiği; Hekim raporları çevresel koşulların değişmesi gerektiğini belirtmesine rağmen sevk talebinin “çevresel koşullar” ifadesinin yalnızca “iklim” olarak yorumlanması nedeniyle reddedildiği tarafımıza aktarılmıştır.
Disiplin cezası alan bir mahpusun bulunduğu koğuşta, cezaya muhatap olmayan diğer mahpusların da havalandırma (1 saate düşürülme) ve ziyaret (tekli görüşme) gibi haklarının sınırlandığı tarafımıza aktarılmıştır.
Mahpusların yatak ve nevresim ihtiyaçlarının karşılanmadığı, uygulanan su kotası nedeniyle oda ve battaniye yıkama gibi temel ihtiyaçların sağlanmasında ciddi sorunlar yaşandığı tarafımıza aktarılmıştır.
Mahpuslara verilen yemeklerin kötü ve hijyensiz olduğu tarafımıza aktarılmıştır.
İ.B. isimli mahpusun Kürtçe olarak kaleme aldığı mektupların cezaevi idaresi tarafından herhangi bir içerik incelemesi yapılmadan, salt dil gerekçesiyle gönderilmesine izin verilmediği aktarılmıştır. Mahpusa mektubu gönderebilmesi için yeminli tercümana çevirtmesi ve bu masrafı kendisinin karşılaması gerektiğinin söylendiği tarafımıza aktarılmıştır.
Birçok mahpusun idare ve gözlem kurullarının olumsuz değerlendirmeleri sebebiyle tahliyelerinin engellendiği tarafımıza aktarılmıştır.
İ.B. isimli mahpusun TBMM üyesi olan Milletvekili Ali Bozan’a göndermek istediği mektubun, “kurumu hedef alma” ve “infial yaratma” gerekçeleriyle Disiplin Kurulu tarafından engellendiği, Bolu 2. İnfaz Hâkimliği’nin bu kararı onayladığı aktarılmıştır. Aynı hükümlünün avukatına göndermek istediği bir başka mektubun da “örgütsel iletişim” şüphesiyle gönderilmediği tarafımıza aktarılmıştır.
Mahpusların sohbet hakkından yararlandırılmadıkları, mahpuslara talep etmelerine rağmen yıllardır oda değişikliği yaptırılmadığı, böylece kendileri üzerinde tecritin arttığı tarafımıza aktarılmıştır.
Hapishanede mahpusların kaldıkları odalarda yapılan aramalar sırasında içeriği dikkate alınmaksızın el yazısı ile yazılmış tüm kağıtlara el konulduğu tarafımıza aktarılmıştır.
M.A. isimli mahpusun elinde bulunan iki Kürtçe kitaptan birinin, önce “tercüman bulunamadığı” gerekçesiyle gönderilmediği; tercüman geldikten sonra yeniden teslim edilmesine rağmen henüz gönderilmediği, İkinci kitaba ise cezaevi aramasında el koyma işlemine ilişkin bir karar veya bildirim yapılmadan ve içeriğe ilişkin herhangi bir sakınca ileri sürülmeden el konulduğu tarafımıza aktarılmıştır.
Hapishanede Kürtçe kitap ve yayınların mahpuslara hiçbir surette verilmediği tarafımıza aktarılmıştır.
Hapishanede mahpusların havalandırmaya çıkma saatlerinin sınırlandırıldığı, bir mahpusun havalandırma kısıtlaması şeklinde bir disiplin cezası alması halinde havalandırmanın kilitlendiği ve böylece odada bulunan  tüm mahpusların havalandırmaya çıkmasının engellendiği tarafımıza aktarılmıştır.
Koşullu salıverilme tarihi gelmiş olan birçok mahpusun tahliyesinin idare ve gözlem kurulunun keyfi ve soyut ifadelerle (mahpusların “örgütsel aidiyet gösterdiği” ya da “kendini değiştirmediği” gibi) dolu kararlarıyla engellendiği, tahliyesi engellenen mahpusların sayısının halihazırda 34 kişiye ulaştığı tarafımıza aktarılmıştır.

E. DEĞERLENDİRME VE SONUÇ 
 
Son dönemlerde yaşanan ekonomik kriz ve hükümetin yönetememe durumu nedeniyle muhaliflere  yönelik baskılar ve tutuklamalar daha da artmıştır. Özellikle son dönemde, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı da dahil olmak üzere birçok belediye başkanı gözaltına alınmış ve bir kısım belediyeye de kayyum atanmıştır. Bu hukuksuzluğu protesto eden birçok kişi de 2911 sayılı kanun kapsamında tutuklanmıştır. Yanısıra HDK soruşturması kapsamında ifade özgürlüğü ve toplantı hakkı gibi Anayasal haklarını kullanan kişiler örgüt üyeliğiyle ilişkilendirilmiş ve birçok kişi bu kapsamda tutuklanmıştır. Ayrıca İsrail’in Filistin’de sürdürdüğü soykırım politikasını protesto edenlerden 1 Mayıs kutlamalarına katılanlara kadar her türlü muhalif sesin tutuklanmasıyla adeta tüm toplum tutuklama tehdidi ile karşı karşıya kalmaktadır. Bu durum hali hazırda kapasitenin üzerinde mahpus bulunan hapishanelerdeki mahpus sayısının daha da artmasına neden olmuştur. 
 
Halka yönelik uygulanan sert politikalar hapishanelerde daha ağır şekilde uygulanmaya devam  etmektedir. Bununla doğru orantılı olarak mahpusların maruz kaldığı hak ihlalleri de artmıştır.  Marmara Bölgesinde yer alan hapishanelere yapılan ziyaretlerde mahpuslara yönelik çok yoğun  tecrit uygulamaları olduğu tespit edilmiştir. Mahpuslara yönelik fiziksel şiddetle birlikte psikolojik  şiddetin de arttığı gözlemlenmiştir. Hapishanelerde çıplak arama uygulamasının devam ettiği de yapılan tespitler arasında yer almaktadır. Devlet tarafından alıkonulan mahpusların Anayasa’nın 17. maddesi kapsamında maddi ve manevi bütünlüğün korunması hakkından bağışık tutulamayacağı ve insan haysiyeti ile bağdaşmayan bir muameleye tabi tutulamayacağı açıkken elle yapılan aramalarda özel bölgelere dokunulması ve iç çamaşırların dahi çıkartılması hem Anayasal hakların hem de işkence yasağının ihlali niteliğindedir. Devletler, taraf oldukları sözleşmelerde yer verilen işkence  yasağını da göz önünde bulundurarak hapishanelerde işkencenin önlenmesi için gerekli tedbirleri  almalı, insan onuruyla bağdaşmayan uygulamalara son vererek mahpusların saygınlığının ve mahremiyetinin korunmasını sağlamalıdır. Bu husus, devletlerin işkence ve diğer insan hakları ihlallerinin önlenmesine dair aktif  yükümlülüklerinin bir gereğidir. Ortaya bir hak ihlali çıktığında, bu hususun etkin soruşturulması ve  sorumluların yaptırımla karşı karşıya bırakılacağı yargılama süreçlerinin gerçekleştirilmesi de söz konusu aktif yükümlülüğün bir parçasıdır. Mevzuata aykırı bir şekilde arama yapan ve bu aramalar sırasında fiziki güç kullanan görevlilerin tespit edilmemesi ve gerekli yaptırımların uygulanmaması hukuka aykırı uygulamaların yeniden üretilmesine ve yaygınlaşmasına neden olmaktadır.
 
Mahpusların hapishane koşullarında sosyalleşebilmesi, infaz sürelerinde sosyal ilişkilerden  kopmamaları, bedensel ve ruhsal sağlıkları açısından ortak alan faaliyetleri büyük önem arz  etmektedir. Özellikle yüksek güvenlikli hapishanelerde tutulan mahpusların beden ve ruh sağlıkları  için uzun süre veya süresiz sosyal yalnızlaştırmaya maruz bırakılmamaları gerekmektedir. Spor,  sohbet gibi faaliyetler sayesinde mahpuslar sürekli kaldıkları hücrelerin dışına çıkmakta, 7 gün 24 saat birlikte kaldıkları sınırlı sayıdaki kişilerden farklı kişilerle sohbet ederek sosyalleşme imkanı bulmaktadır. Pandemi ile birlikte başlayan süreçte mahpusların ortak alan faaliyetlerinin  yaptırılmaması uygulamasının hâlâ tam olarak kaldırılmaması, bu hakkın birçok hapishanede  yasadaki düzenlemelere aykırı olarak daha kısıtlı şekilde uygulanması mahpusların içinde bulunduğu  tecrit koşullarının ağırlaşmasına neden olmaktadır. Bununla birlikte yeni yapılan S Tipi, Y Tipi gibi yüksek güvenlikli özel tip hapishanelerde kanundaki düzenlemenin aksine süreli hapis cezası alan mahpuslar da tekli hücrelerde tutulmakta, spor sohbet gibi ortak alan faaliyetlerine ya tek başına ya da sadece aynı blokta bulundukları mahpuslarla çıkarılmaktadır. İHAM, tamamen duyusal yalıtma ile birlikte bütünüyle sosyal yalıtmanın kişiliği tahrip edeceğini ve güvenlik veya başka gerekçelerle haklı gösterilmeyecek bir insanlık dışı muamele biçimi oluşturacağını belirtmiştir. 
 
Ortak alan faaliyetlerinin kanunda belirtilen düzenleme çerçevesinde dahi yaptırılmıyor olması  mahpuslar açısından ceza içerisinde cezaya dönüştürülmüştür. Bu uygulamaya son verilerek mahpusların birbirleri ile iletişim kurarak sosyal ilişkilerini devam ettirebileceği spor, sohbet, gibi  ortak alan faaliyetlerinin yaptırılması, atölye ve kurs çalışmalarının açılarak mahpusların kendilerini  geliştirmelerinin sağlanması gerekmektedir.  
 
Mahpusların dış dünya ile iletişim kurması, toplumdan tamamen kopmadan, meydana gelen  gelişmeleri takip edebilmesi için en önemli iletişim araçlarının başında süreli ve süresiz yayınlar  gelmektedir. Mahpuslar kitaplar sayesinde birçok konuda kendilerini geliştirirken gazete ve dergiler  sayesinde toplumda yaşanan gelişmeleri takip edebilmektedir. Bu durum tecridin mahpuslar  üzerindeki etkilerinin biraz olsun azalmasını sağlamaktadır. Ancak hapishanelerde kitaplara  getirilen kısıtlamalar ile dergi ve gazetelere getirilen yasaklamalar nedeniyle mahpuslar ifade  özgürlüğü kapsamında bilgi ve kanaatlere ulaşma özgürlüğü ve haber alma hakkından  faydalanamamaktadır. Birçok hapishanede mahpuslar okumak istedikleri süreli ve süresiz yayınların  parasını doğrudan ödeyerek yayınları hapishane idarelerinin anlaşmalı olduğu yerlerden almak  zorunda bırakılmaktadır. Bu durumun meydana getirdiği temel sorunlardan biri aileleri tarafından  yatırılan para dışında geliri olmayan ve ekonomik olarak zor durumda olan mahpusların yayınlara  erişmesi önünde engel oluşturmasıdır. Mahpuslar günlük yiyecek ve temizlik malzemesi ihtiyaçları ile mektup/faks gibi ihtiyaçlarını karşılamakta dahi zorlanmaktayken bir de okumak istedikleri kitaplara bütçe ayırmak zorunda bırakılmaktadır. Bir diğer temel sorun ise mahpuslar tarafından talep edilen yayınların hapishane idaresinin anlaşmalı olduğu yerlerde bulunmamasıdır. Bu durum  da mahpusların yayınlara erişmesi önünde ciddi bir engel teşkil etmektedir.  
 
Yine gazete ve dergi gibi yayınlar da hapishane idareleri tarafından keyfi olarak yasaklanmaktadır.  Çoğu zaman bu yasaklamalara ilişkin herhangi bir idari karar da alınmamaktadır. Özellikle muhalif ve Kürtçe gazete ile dergilere getirilen bu yasaklamalar sadece mahpusların bilgi ve kanaatlere ulaşma  özgürlüğünü ihlal etmekle kalmamakta, muhalif ve Kürtçe basına uygulanan sansürün de bir göstergesi  olmaktadır. Mahpusların uluslararası anlaşmalar ve Anayasa ile güvence altına alınan ifade  özgürlüğü ve haberleşme hakkından kanunlara uygun olarak faydalanabilmeleri için kitaplara getirilen sınırlamalara ile gazete ve dergilere getirilen yasaklara son verilmeli, mahpusların ifade  özgürlüğü ve haberleşme haklarına yönelik ihlaller durdurulmalıdır.  
 
Kişi sınırlaması olmaması yönüyle ziyaretler dışında mahpusların aile ilişkilerini, arkadaşlık ilişkilerini ve sosyal ilişkilerini devam ettirebilmeleri için mektup ve faks haberleşme hakkının  kullanılmasında en önemli araçlardandır. Son dönemlerde daha da artan mektup engellemeleri ve  mektupların kaybedilmesi mahpusların aile ve özel hayatlarına saygı hakkı ile haberleşme haklarını  ihlal ettiği gibi mahpuslar üzerindeki tecriti de arttırmaktadır. Mahpusların ailelerine yazdıkları  mektuplar ya da mahpusların ailelerinden gelen mektuplar dahi hiçbir gerekçe gösterilmeden  engellenmektedir. Özellikle mahpuslar tarafından yazılan Kürtçe mektupların gönderilmemesi ya da mahpuslara gelen Kürtçe mektupların engellenmesi dışarıda Kürtçe’ye yönelik süren ayrımcılığın  hapishanelerde de devam ettiğini göstermektedir. Oysa hem ulusal hukukta hem de uluslararası  hukukta dile yönelik ayrımcılık kesin olarak yasaklanmış, 5237 sayılı TCK’nın 122. Maddesi  ayrımcılığı suç olarak yaptırıma bağlamıştır. Dolayısıyla bu engellemeler ayrımcılık yasağının da  ihlali niteliğinde olup, bu ihlallere derhal son verilmesi gerekmektedir. 
 
Son dönemde mahpusların arkadaş görüşçüsü olarak yazmak istediği isimlere yönelik güvenlik  soruşturması uygulaması artmıştır. Görüşçü olarak yazılmak istenen kişi hakkında 2911 sayılı yasaya muhalefet iddiasıyla dahi soruşturma olması halinde idare tarafından o kişi arkadaş görüşçüsü olarak kabul edilmemektedir. Her ne kadar ilgili kanunlarda güvenlik soruşturması yapılabileceğine ilişkin düzenlemeler olsa da bu süreçlerin pratikte uygulanış şekli hukuka aykırıdır. Hakkında herhangi bir şekilde kesinleşmiş bir hüküm bulunmayan kişiler “masumiyet karinesi” hiçe sayılarak damgalanmakta ve hapishane idareleri tarafından sakıncalı ilan edilmektedir. Bu şekilde mahpuslar üzerindeki tecrit daha da arttırılmakta, mahpuslar yalnızlaştırılmaktadır.  
 
Son dönemlerde mahpusların tedavi ve sağlık hakkı üzerinde yaşanan hak ihlalleri de artış göstermektedir. Hapishanelerde yüzlercesi ağır binlerce hasta mahpus bulunmaktadır. Hastane  sevklerinde ağız içi aramalar, mahpuslara tekli ring aracı ve hastanede kelepçeli muayene  dayatmaları artmış, bu durum hasta mahpuslar açısından bir işkence sürecine dönüştürülmüştür.  Bu uygulamalar nedeniyle mahpuslar hastaneye gidememekte, gitse bile muayene ve tedavi  olamamaktadır. Devlet, mahpusların beslenme, bakım, sağlık hizmeti gibi temel ihtiyaçlarını  karşılamakla yükümlüdür. Zira sosyal bir devletin “sağlık hizmetlerinin eşit, nitelikli ve herkesin  ulaşabileceği bir şekilde sunumunu” sağlaması ödevi hapishanedeki sağlık hizmetlerinin genel  toplumsal sağlık sistemiyle yakın ilişki içinde, ulusal sağlık sistemiyle entegre ve uyum içinde  örgütlenmesini gerektirmektedir. Mahpuslar yasal durumları nedeniyle ayrımcılığa tabi  tutulmaksızın ülkedeki sağlık hizmetlerinden yararlanma imkanına sahip olmalı ve genel sağlık  sisteminde mevcut olan tüm tıbbi, cerrahi ve psikiyatrik olanaklara ulaşma ve yararlanma  olanağından da eşit şekilde faydalanmalıdır. Devletler alıkonulan kişiye tıbbi bakımı her zaman ve  derhal sağlamanın yanı sıra mahpusların esenliğini de güvence altına almak için tedavi amacının yanında koruyucu ve önleyici sağlık hizmetlerini de yerine getirmekle yükümlüdür. Bir kişinin  hapishanede olması devletin bu yükümlülüğünü askıya almadığı gibi mahpusların temel haklarını da ortadan kaldırmamaktadır. Zira tutulma ve cezalandırma mekânlarında kalanların da  yararlanmaları gereken hakların sürekliliği söz konusudur ve bu kişileri temel haklarından yoksun  bırakmak ikinci bir cezalandırma anlamına gelecektir. Hasta mahpuslara ilişkin mevzuatta hiçbir değişiklik yapılmaması, hasta mahpusların cezasının tehirine ilişkin süreçte ayrımcılık yapılması, hasta mahpusların uygun ve yeterli tedavi olanaklarına sahip olmaması, tedavi süreçlerinin ayrı bir cezaya dönüşmesi, idarenin ve Bakanlıkların sorumluluklarını yok sayamayacağı bir gerçeklik olarak karşımızda durmaktadır. Maalesef son yargı paketiyle birlikte yapılması umut edilen değişiklikler yapılmamış ve hasta mahpuslar gibi İnsan hakları açısından son derece önem arz eden bir hususta bile siyasi mahpuslar kapsam dışı bırakılarak süregelen ayrımcı infaz sistemi mevcudiyetini korumuştur.
 
Marmara Bölgesinde bulunan hapishanelerde halihazırda yüzlerce hasta mahpus bulunmaktadır. Bunlardan hastalık durumu ağır olan  Edirne F Tipi Hapishanesinde 2, Çorlu Yüksek Güvenlikli Kapalı Hapishanesinde 2, Tekirdağ 1 Nolu F Tipi Hapishanesinde 4, Marmara 5 Nolu L Tipi Hapishanesinde 3, Bakırköy Kadın Hapishanesinde 3, Metris R Tipi Hapishanesinde 2, Gebze Kadın Hapishanesinde 4, Kocaeli 1 Nolu F Tipi Hapishanesinde 4, Kocaeli 2 Nolu F Tipi Hapishanesinde 2, Sakarya 2 Nolu L Tipi Hapishanesinde 2 ve Bolu F Tipi Hapishanesinde 19 olmak üzere toplamda 47 mahpus bulunmaktadır. 
 
Bir an önce hasta mahpusların tedaviye erişimlerinin önündeki engeller kaldırılmalı, ağır hasta mahpusların infaz erteleme talepleri kabul edilerek, derhal tahliye edilmelidir. Adli Tıp Kurumu'nun tek otorite olması uygulamasına son verilmeli, bilimsel ve tarafsız kurulların görüşleri esas alınmalıdır. 
Ayrıca koşullu salıverilme tarihi geldiği halde soyut ve delillere dayanmayan nedenler ile subjektif  görüşlerin dayanak yapıldığı idare ve gözlem kurulu kararları ile uzun yıllardır hapishanede tutulan mahpusların tahliyeleri engellenmekte, mahpuslar koşullu salıverilme hakkından  yararlandırılmamaktadır. Gerek Anayasada gerekse uluslararası sözleşmelerde özgürlüğün  kısıtlanabileceği durumlar sayılmış olup bunun dışında hiç kimsenin özgürlüğünden yoksun  bırakılamayacağı düzenlenmiştir. Son dönemde karşılaşılan pratikler, koşullu salıverilme  konusunda yürürlüğe giren yeni uygulamanın ne kadar keyfiyet taşıdığını göstermektedir. Bir kişi  hapishaneye girdiği andan itibaren onun hangi koğuşta ya da hücrede kimlerle kalacağına,  kimlerle spor/sohbet gibi etkinliklere çıkacağına hapishane idareleri karar vermektedir. Mevzuat kapsamında idarenin belirlediği bu hususlar yine idare tarafından iyi halli olmama gerekçesi olarak değerlendirilmektedir. Bağımsız koğuş, pişmanlık gibi dayatmalar, mahpusun su/elektrik tasarrufu yapmadığı, daha önce disiplin cezası aldığı, hapishane kütüphanesinden yeterli sayıda kitap okumadığı, göndermek istediği  mektuplar hakkında sakıncalı mektup kararı verildiği, infaz koruma memurlarına daha fazla  kolaylık sağlamadığı, personelle mesafeli olduğu gibi gerekçeler idare ve gözlem kurulu  kararlarında çok sık karşılaşılan gerekçelerdendir. 
 
Marmara Bölgesi Hapishanelerinde koşullu salıverilme süreleri dolmuş, tahliye edilmesi gereken birçok mahpus, infazlarının yakılmış olması sebebiyle veya İdare ve Gözlem Kurullarının keyfi kararlarıyla tahliye edilmeyerek özgürlüklerinden alıkonulmaktadır. Edirne F Tipi Hapishanesinde 1, Karatepe(Çorlu) Yüksek Güvenlikli Hapishanesinde 1, Tekirdağ 1 Nolu F Tipi Kapalı Hapishanesinde 14, Tekirdağ 2 Nolu F Tipi Hapishanesinde 8, Bakırköy Kadın Kapalı Hapishanesinde 11, Kocaeli 1 Nolu F Tipi Hapishanesinde 3, Kocaeli 2 Nolu F Tipi Hapishanesinde 1, Marmara Kapalı(9 nolu) Hapishanesinde 2, Düzce T Tipi Hapishanesinde 3, Maltepe 2 Nolu L Tipi Hapishanesinde 7 ve Bolu F Tipi Hapishanesinde 42 olmak üzere toplam 93 mahpusun şartlı tahliyesi engellenmiştir.
 
Hapishanelerde bağımsız ve tarafsız kişilerden oluşmayan ve hiçbir hukuksal formasyonları  olmayan idare ve gözlem kurullarının verdiği kararların hukuki bir dayanağı bulunmamaktadır. Tamamen keyfi ve kurullarda yer alan kişilerin subjektif değerlendirmelerine dayalı bu kararlarla mahpusların kişi  güvenliği ve özgürlüğü hakkı başta olmak üzere birçok temel hak ve özgürlükleri ihlal edilmektedir. İnfaz sürelerinin belirsizleşmesi, hem özgürlük ve güvenlik hakkının hem de adil yargılanma hakkının ihlalidir. Kuralsız ve keyfi şekilde uygulanan infaz politikaları, devletin cezalandırma gücünü sınırsız bir şekilde kullanmasına olanak tanımakta, bu da temel hak ve özgürlüklerin açıkça gasp edilmesi anlamına gelmektedir. İdare ve Gözlem Kurullarının keyfi uygulamalarına derhal son verilmelidir.
 
Sayın Abdullah Öcalan, 27 Şubat 2025 tarihinde yaptığı çağrıda belirttiği ‘demokratik siyaset ve hukuki boyutun tanınması’ konusundaki sözleri ile ısrarlı ve kararlı çözüm iradesini ortaya koymaktadır. Sayın Öcalan’a yönelik ağırlaştırılmış tecrit uygulaması, yalnızca bireysel bir hak ihlali değil; Türkiye’nin demokratik geleceği ve barış süreci açısından da ciddi bir engel oluşturmaktadır. Bu çağrının karşılık bulabilmesi, İmralı tecrit sisteminin kaldırılması ve Sayın Öcalan’ın toplumsal barışa katkı sunabileceği koşulların yaratılmasıyla mümkündür. 
Süreç bağlamında Şubat ayından bu yana kamuoyunun gündeminde olan ve yargı alanında “reform” adı altında sunulan 10. Yargı Paketi Kanun Teklifi 4 Haziran 2025 tarihinde resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Birçok alanda düzenlemeler içeren bu yargı paketi, en temel sorunlardan biri olan siyasi mahpuslara yönelik eşitsiz ve ayrımcı uygulamaların sonlandırılması açısından yetersiz kalmıştır. Türkiye’de toplumsal barışın yeniden tesisi için umutların filizlendiği bir dönemde, siyasi mahpuslara yönelik ayrımcı infaz politikalarının sürdürülmesi, barış ve demokratik çözüm iradesiyle açıkça çelişmektedir.  Bu  sürecin sürdürülebilirliği, sadece silahların susmasıyla değil, aynı zamanda toplumsal adaletin tesis edilmesiyle mümkündür. Bu bağlamda, siyasi mahpusların eşit yurttaşlık haklarından ve hukuki güvencelerden yararlanamaması, geçmişte yaşanan ağır hak ihlallerini sürdürmekte ve barışa olan toplumsal inancı zayıflatmaktadır. Toplumu iyileştirmek için atılacak en anlamlı adımlardan biri, siyasi mahpuslara yönelik bu adaletsizliğin ortadan kaldırılması olacaktır. 
Dolayısıyla 10. Yargı Paketi ile de sürdürülen siyasi mahpuslara yönelik sistematik ayrımcılığa derhal son verilmeli; infaz rejimi düzenlemeleri tüm mahpuslar için eşitlik ilkesine uygun biçimde gerçekleştirilmelidir. Ceza adaleti sistemi, toplumun tüm kesimlerine karşı adil ve kapsayıcı olmak zorundadır. Hapishaneler, adaletin askıya alındığı yerler olamaz.
Sonuç olarak, Türkiye'de barışçıl çözüm yollarının önünü açmak, toplumun tüm kesimlerinin eşit yurttaşlık temelinde bir arada yaşamasını sağlamak ve hukukun üstünlüğünü yeniden inşa etmek için, başta hapishaneler olmak üzere tüm devlet kurumlarında insan haklarına saygılı bir reform süreci başlatılmalıdır. Hapishanelerde uygulanan ayrımcı ve keyfi uygulamalara derhal son verilmelidir. Devlet, Anayasa ve kanunlarda kendisine yüklenen yükümlülüklerini ve  sorumluluklarını yerine getirmeli, mahpuslara yönelik uygulanan başta tecrit olmak üzere tüm hak ihlallerine son vermelidir.  
 
Özgürlük İçin Hukukçular Derneği İstanbul Şubesi 
Hapishane Komisyonu